
🖋️ Av. Mustafa Kuran
Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı
KASSAK VE USSAM Komisyonları Hukuk Kurulu Başkanı
Yakın tarihin en önemli davalarından biri, aslında tüm insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren bir mesele etrafında şekillenmiştir: Filistin topraklarının, özellikle de Mescid-i Aksa ve Burak Duvarı’nın kime ait olduğu meselesi.
Benim daha önce Akit TV’de dile getirdiğim, “Filistin’in gerçek sahipleri Müslümanlardır” tespiti, bugün yalnızca tarihi belgelerle değil, uluslararası mahkeme kararlarıyla da teyit edilmiş evrensel bir hakikattir.
1929 Burak İsyanı: Direnişin İlk Kıvılcımı
1929 yılında, İngiliz mandası altındaki Filistin’de, Burak İsyanı olarak tarihe geçen büyük bir direniş patlak verdi. Bu isyanın sebebi, İngilizlerin Yahudilere, Mescid-i Aksa’nın batı duvarında ibadet etmeleri için sağladığı kolaylıklardı.
Filistinli Müslümanlar, bu dayatmaya karşı çıktı. Direniş ve protestolar İngilizleri, konuyu uluslararası bir mahkemenin önüne götürmeye mecbur bıraktı. Çünkü mesele yalnızca bir “duvar” değil, Mescid-i Aksa’nın ayrılmaz parçası olan kutsal bir mekânın mülkiyetiydi.
Uluslararası Komisyonun Kurulması
İngiliz Sömürge Bakanı, olayların nedenlerini araştırmak ve çözüm üretmek üzere Shaw Komisyonunu oluşturdu. Ardından, Milletler Cemiyeti’nin onayıyla tarafsız bir uluslararası tahkim komisyonu kuruldu.
Bu komisyonda İsveç’in eski Dışişleri Bakanı başkanlık yapıyor, Cenevre Adalet Divanı Başkan Yardımcısı üyelik yapıyordu. Komisyonun üyeleri arasında Avusturya, Hollanda ve Romanya’dan üst düzey hukukçular da yer alıyordu.
Komisyon, 19 Haziran 1930’da Kudüs’e geldi, bir ay boyunca oturumlar yaptı ve tam 52 tanığı dinledi.
İslam Dünyasının Ortak Duruşu
Karabağ Savaş Suçları Araştırma Komisyonu Başkanımız Sayın Salih Kurt Beyefendi’nin bizlere sağladığı önemli bilgiler ışığında ifade etmeliyim ki; İslam dünyası Filistin meselesinde tarihten bugüne ortak bir duruş sergilemiştir.
- Lübnan’dan Salah al-Din Bayhum,
- İran’dan Mirza Mehdi,
- Afganistan’dan Seyyid Abdul Ghafour,
- Endonezya’dan Ebu Bekir El-Eş’ari,
- Hindistan’dan Abdullah Bahai,
- Polonya’dan Müftü Dr. Yakub Šenkowitz,
ve daha birçok isim Kudüs’e gelerek, Müslümanların haklı davasını savundu.
Filistinli liderler de bu davanın öncüsüydü: Awni Abdul-Hadi, Amin Al-Tamimi, Jamal Al-Husseini ve daha niceleri.
Uluslararası Mahkemenin Kararı
Komisyon, sunduğu nihai raporunda şu tarihi gerçeği oybirliğiyle tescil etti:
“Ağlama Duvarı (Burak Duvarı), Mescid-i Aksa’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu alan, İslam vakıf mülküdür. Gerçek hak sahibi yalnızca Müslümanlardır.”
Kararda ayrıca Yahudilerin duvar önünde ibadet etme hakkının, yalnızca Osmanlı ve Mısır yönetiminin geçmişte tanıdığı sınırlı bir müsamaha olduğu vurgulandı.
Bu müsamaha, namaz kılmayı değil, sessizce dua etmeyi kapsıyordu. Sandalye, perde, çadır, bariyer gibi unsurlar kesinlikle yasaklandı.
Mahkeme kararı, 8 Haziran 1931’de yürürlüğe girdi ve İngiliz hükümeti bu kararı resmen tanıyarak “Beyaz Kitap” adıyla yayımladı.
Bugüne Yansıyan Hakikat
Tüm bu belgeler ve kararlar, şunu net biçimde ortaya koymuştur:
- Burak Duvarı ve çevresi Müslüman vakıf malıdır.
- Yahudilerin bu alanda mülkiyet hakkı yoktur.
- İbadet hakkı, yalnızca Müslümanların tarihsel hoşgörüsüne dayalı sınırlı bir izinden ibarettir.
Bu nedenle Filistin meselesi, yalnızca bir siyasi tartışma değil, uluslararası hukukun ve insanlığın onayladığı bir gerçekliktir.
Sonuç: Filistin’in Gerçek Sahipleri
Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın varisi olması ve Müslüman kimliği ile Kudüs, Mescid-i Aksa ve çevresinin Müslüman vakıflarının ayrılmaz bir parçası olması gerçeği tarihî bir hakikattir. Bu gerçek, uluslararası alanda da kabul edilmiştir. USSAM’ın değerli mensupları ve Tüm Hukukçular Birliği olarak, bu hakikatin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
7 Ekim 2023’ten itibaren terörist İsrail devleti tarafından işlenen cinayetler, soykırım ve insanlık dışı uygulamalar, Lahey’deki Adalet Divanı’nın bugüne kadar Müslümanların lehine aldığı kararları uygulatamamasıyla birleşince siyonist zulmünü açıkça ortaya koymaktadır.
Bu gelişmeler karşısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin öncülüğünde; 2 milyardan fazla Müslümanı ve 400 milyondan fazla Türk dünyasını temsil eden ülkelerin birleşerek Uluslararası Savaş Suçları Araştırma Mahkemeleri (USSAM Mahkemeleri Türkiye) kurulması zaruri, elzem ve tarihi bir sorumluluk olarak ortaya çıkmaktadır.
USSAM Komisyonu’nun bu yılki gayret ve çalışmaları, uluslararası alanda ve İspanya makamlarıyla yapılan işbirlikleri sayesinde meyvesini vermiştir. Devam eden çalışmalar ışığında, Bünyamin Netanyahu, eşi Sara Netanyahu ve oğulları Yair Netanyahu hakkında kırmızı bülten kararı alınmasına yakın zamanda aziz milletimiz şahit olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, USSAM’ın kurulması için talimat vermesi isabetli bir karar olacak ve bu karar beklenmektedir.
Bugün dünya kamuoyunun bilmesi gereken temel gerçek şudur:
Filistin topraklarının, Mescid-i Aksa’nın ve Burak Duvarı’nın gerçek sahipleri Müslümanlardır.
Tüm Hukukçular Birliği olarak bizler, bu hakikati savunmaya devam edeceğiz. Çünkü mesele yalnızca bir coğrafya değil, adaletin, hukukun ve kutsal değerlerin korunması meselesidir.
️ Av. Mustafa Kuran
Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı
KASSAK VE USSAM Komisyonları Hukuk Kurulu Başkanı