Uzun yıllardır yakınen tanıma imkânı bulduğum, yazılarından ve sohbetlerinden derin feyz aldığım çok değerli Yavuz Bülent BAKİLER Hocamın benden, kaleme aldığı biri diğerinden kıymetli son eseri olan, 2021 ve 2022 yılında Yakın Plan Yayınevi’nden 1’inci ve 2’inci baskısı yapılarak okurlara sunulan, 328 sayfalık ”Vay Başıma Gelenler” isimli zevkle ve şevkle okuyacağımız bu şaheser kitap hakkındaki duygu ve düşüncelerimi yazmamı istemişlerdi. Bende, başım iki avucumun içerisinde kâğıdı kalemi elime aldım. Naçizane, üç kez okuduğum bu güzel eser hakkındaki duygu ve düşüncelerimi yazmaya çalıştım. Eksiklerim, kusurlarım var ise affola… Okumayı seven dostlara bu güzel eseri okumalarını tavsiye ederim. Her aydınımızın mutlaka okuması gereken muhteşem bir eser. Öğreneceğimiz, karanlıkta kalmış, aydınlığa çıkmayı bekleyen daha çok hadiseler var. Okumanın muhabbetiyle…
VAY BAŞIMA GELENLER’e DAİR…
Saygıdeğer Muhterem Hocam’a,
Rabbimden evvela size sağlıklı, huzurlu uzun bir ömür diliyorum. Kabul buyurursanız sizi 1975 yılından beri tanıyan bir manevi evladınız olarak yazılı eserlerinizden, sözlü anlatımlarınızdan daima feyz aldım. Eserlerinizle geçmiş tarihimizin ve kültürümüzün unutturulan, karanlıkta kalan tarihi gerçeklerini tanıyabilmemiz için bizlerin ruhunu aydınlatan ışık oldunuz. Her daim sizi gönlümde saygıyla ve minnetle hatırlayacağım.
Yazılı bütün eserlerinizi kitaplığımda titizlikle saklayacağım. Biri diğerinden kıymetli olan kitaplarınızı her daim okuyacağım ve kitapsever dostlarıma okutacağım.
En son yayımlanan ‘Vay Başıma Gelenler’ isimli eserinizi okuduktan sonra eseriniz hakkındaki duygu ve düşüncelerimi yazmamı istemiştiniz.
69 yıllık ömrümde 1969-1970 yılları sonrası ülkemizde cereyan eden görünür önemli hadiselerin hemen hemen tamamının şahidiyim. Ülkesini seven, ‘tarihine, kültürüne, diline ve dinine’ sadakatle bağlı mütevazi bir aydın olarak koskoca, ihtişamlı imparatorluğumuzun hangi nedenlerle, ne şekilde yıkıldığını anlatımınızdan ve yazdıklarınızdan gayet açık ve seçik daha iyi anlıyorum. Sizin ‘Vay Başıma Gelenler’ diye feryat eden sesinizi yüreğimin taa derinliklerinde işittikçe tarihimize, kültürümüze ve değerlerimize ne denli uzak kaldığımızın ve ona hizmet edememenin ızdırabını yaşıyorum.
Dilimizin yozlaşmaması ve bozulmaması için yıllardır yazılarınızla, konferanslarınızla, tv kanallarındaki programlarınızla bizleri aydınlatmak için binlerce kez nefes tükettiniz. Bizlere öğretilmeyen tarihi öneme haiz gerçek değerlerimizi tanıma imkânı sundunuz. Böylelikle eğitim kurumlarımızda tarih ve edebiyat derslerimizde öğrenemediğimiz çok hassas ve önemli milli ve manevi değerlerimizi sizin sayenizde öğrenmiş olduk.
Bizler töremizin ve terbiyemizin gereği büyüklerimize daima saygı duyarız. Onların engin bilgi ve tecrübelerinden istifade eder, feyz alırız. Bizlere sunduğunuz bu bilgi ve tecrübelerinizden dolayı üzerlerimizdeki hakkınızın taşıyamayacağımız kadar fazla ve ağır olduğunu tüm samimiyetimle belirtmek isterim.
Kitabınızın başında güzide kahramanlarımızın nişanesi Mehmed Akif Ersoy’un bilinmeyen yönleriyle, yaşadığı hadiseler ve bu hadiseler karşısındaki soğukkanlılığı, suskunluğu ise O’nun asaletinin önemli bir özelliğinin olduğu kanaatindeyim.
Selam, saygı ve hürmetle ellerinizden öpüyor, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.
Manevi evladınız İbrahim DİNÇ