
3 Ekim Dünya Türkçülük Günü: Birliğimiz, Dirliğimizdir!
3 Ekim, sadece bir tarih değildir. 3 Ekim, Türk milletinin hafızasında; dilde, fikirde ve işte birliğin sembolüdür. Dünya Türkçülük Günü, bizlere kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve hangi şanlı mirası taşıdığımızı bir kez daha hatırlatır.
Türklük, sadece bir ırk ya da kavram değil; bir gönül medeniyetidir.
Orta Asya bozkırlarından yola çıkan atalarımız, özgürlüğü, cesareti ve dirliği bayrak edinerek Anadolu’ya, Balkanlara ve dünyanın dört bir yanına medeniyet götürdüler. Bu yolculuk, sadece toprak kazanmak için değil; dili, kültürü, töresi ve ahlakıyla bir millet inşa etmek içindi.
3 Ekim’in Önemi
1992 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın bağımsızlıklarını kazanmasının ardından, Türk devlet başkanlarının ilk kez bir araya gelerek Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi’ni gerçekleştirdiği gün 3 Ekim’dir. Bu tarih, Türk dünyasının birlik yolunda attığı en önemli adımlardan biri olarak kabul edilir.
Dilin Gücü: Türkçe
Türklüğün en büyük bağı Türkçedir. Türkçe, bir dil olmanın ötesinde bir kimliktir.
Güne “sabah” diyorsak, geceye “akşam” diyorsak, dualarımızı öz Türkçe sözlerle ediyorsak; işte bu, milletimizin damarlarındaki asil kanın sesidir.
Atatürk’ün “Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir” sözü, bu hakikatin en güçlü ifadesidir. Dilde birlik olmadan gönül birliği olmaz. Alfabe birliği olmadan kültür köprüleri kurulmaz. İşte bu yüzden Türkçülük Günü, sadece geçmişi anma değil, geleceği kurma günüdür.
Türkçülük Hareketinin Temel Taşları
Dilde Birlik: Türk dünyasının ortak bağı Türkçedir.
Törede Birlik: Ortak gelenek, görenek ve inanç yapısı.
Tarihte Birlik: Ortak kahramanlar, destanlar ve mücadeleler.
Hedefte Birlik: Bilimde, sanatta, teknolojide ve medeniyette yükselmek.
Bu ilkeler, Ziya Gökalp’in “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla özetlenmiştir.
Tarihten İlham, Geleceğe Umut...
Yörük kültürü, Türk’ün sönmeyen közüdür. Konar göçer yaşamdan yerleşik hayata geçişe, çadırlardan şehirlere uzanan süreçte, Yörükler Türk’ün özünü bugüne taşıdı. Cesaret, özgürlük, dayanışma ve barış; Türk’ün en kadim değerleri olarak nesillerden nesillere aktarıldı.
Bugün Orta Asya’dan Anadolu’ya, Kafkasya’dan Balkanlara kadar milyonlarca Türk evladı aynı türküyü söylüyor, aynı sevinci yaşıyor, aynı acıya gözyaşı döküyor. İşte bu birlik, Türk dünyasının en büyük gücüdür.
Türklüğün Şanlı Yolu...
Türk milleti, tarih boyunca ihanetlere, savaşlara, işgallere karşı dimdik ayakta kalmayı bildi. Çünkü damarlarında taşıdığı asil kan, ona direnme ve yeniden doğma kudreti verdi.
Atatürk’ün “Türk budur; yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir” sözü, sadece bir övgü değil, aynı zamanda tarihimizin en saf yansımasıdır.
Bugün bizlere düşen görev; bu büyük mirasa sahip çıkmak, Türk dünyasını ilimde, sanatta, teknolojide en yüksek seviyelere taşımaktır.
"Geçmişin şanlı izleriyle, geleceğin umut dolu adımlarında birleşelim. 3 Ekim Dünya Türkçülük Günü kutlu olsun."
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!..