Bir bebeğin anne karnında kazandığı ilk beceri dinlemedir. Zira bebekler, doğum öncesinde sesleri ve konuşmaları dinlemektedir. Bu nedenle dil öğrenme süreci anne karnında dinleme yoluyla başlar ve konuşma, okuma ve yazmaya da temel oluşturur. Diğer üç beceriye yön veren diyebileceğimiz dinleme becerisi, günlük hayatımıza da doğrudan etki eden bir yetenektir aynı zamanda. Etkili ve empatik dinlemeyi ne kadar çok hayatımızın odak noktasında tutarsak insanlarla olan iletişimimiz de o derece sağlıklı olur.
- Yaşanılan kavgaların, tartışmaların kaynağı birbirimizi dinlememek değil mi sizce de?
Birçok insan maalesef dinlemiş gibi yapıyor karşısındakini. Zihni başka yerde olan insanlar, sırf ayıp olmasın diye rol yapıyor. Konunun orta yerinde bir soru sorulunca da afallıyor ve kendince toparlamaya çalışıyor düştüğü gülünç durumu. Bu sebeplerden ötürü ortaokulda işlenen Türkçe derslerinde dinleme becerisi de okuma, yazma, konuşma becerileri gibi önemli bir yer tutmaktadır. Hatta en önemlisi dinlemedir.
Ülkemizde 1981 yılına kadar hiçbir Türkçe dersi öğretim programında dinleme becerisine yer verilmezken ilk kez 1981 yılında Türkçe dersi eğitim programında dinleme becerisine ait kazanımlara yer verilmiştir. Dünyada da uzun yıllar ihmal edilmiş olan dinleme becerisi ülkemizde 2006 yılındaki Türkçe dersi öğretim programında çağdaş bir şekilde kazanımlara ve ders etkinliklerine yansımıştır. Günümüzde de ortaokul Türkçe ders kitaplarında dinleme becerisine ait öğrenme çıktıları mevcuttur.
- Peki, Türkçe derslerinde yeteri kadar vakit ayrılabiliyor mu dinleme etkinliklerine?
Okuma ve yazmaya oranla daha az işlendiği apaçık ortada olan dinleme becerisi, dinlemeye yönelik sınavın da uygulanmaya başlandığı geçen yıldan itibaren önem kazansa da henüz öğretmenler tarafından da türlerine göre nasıl işleneceği konusunda fikir birliğine varılmış bir beceri değil. Bununla birlikte dinlemenin çeşitleri ne çeşit dinlemenin ne derece etkili olduğu ülke olarak da aşinası olduğumuz bir durum değil.
Eğitim ve öğretimin bugüne kadar saklı kalmış en önemli girdi ve çıktılarından olan dinleme kabiliyetine yönelik en önemli çalışmaları yapacak olanlar hiç şüphesiz ortaokul Türkçe öğretmenleridir. Bu konuda zümre toplantılarında ve zümre çalışmalarında önemli kararlar alınmalı ve bu kararlar titizlikle uygulanmalıdır. Millet olarak biz de öğretmenlerimize ve çocuklarımıza güvenmeli dünyayı da sarmış olan birbirimizi dinlememe sıkıntısından önce yeni nesil olarak sonra da topyekun milletçe ancak bu şekilde kısım kısım kurtulacağımıza inanmalıyız.