Yıllar öncesine bir bakış attığımda, hayallerimi su birikintileri arasına çeviriyorum. Atmışlı yıllarda yollar taş döşeli olurdu. Yağmur yağdığında sular küçük dereler halinde akardı. Yağmur dindiğinde oyun parkımız bizleri beklerdi. Oyuncağımız yoktu, imdadımıza kibrit kutuları, küçük çubuklar yetişirdi. Şimdiki çocukların hayal dünyasında yer almayan kibrit kutusundan yelkenli bizim hayallerimizi süslerdi. Su birikintisinde gemilerimizi yarıştırmak mahallenin çocuklarının çığlıkları ile yol alırdı. Gemiler son durak kanalizasyon logarında son bulur anafor yaparak ilerleyen su gemileri içine çekerdi. Bazen düşünüyorum da, bizler mi şanslıydık şimdiki çocuklar mı ? diye.
Hayallerin ufku kibrit kutusunun ötesinde…
Hayaller kuran sokaklarda koşan yorulan, ağaçlara tırmanan, meyve çalan çocuklarla, evlerinin bir köşesinde bilgisayar oyunları ile oynayan çocuklar arasında seçim yapamıyorum. Bizim çocukluğumuz daha cazip geliyor. Bizler sokakta hayallerimizi yarıştırırdık.
Eve girdiğimizde hayaller bu kez de radyo tiyatrosunda şekillenirdi. Perşembe geceleri radyo tiyatrosu ev halkının tutkusuydu. Yemekler yenmiş herkes radyonun başında sessizce radyodan gelen hoş seslerin esiri olurduk. Oyuncular bizlere oyunu yaşatırdı. Canlı tiyatro izler gibi dinlerdik. Radyo evlerde sosyalleşme araçlarıydı. Sabahları arkası yarın bu günlerdeki dizilerden daha fazla takipçisi olurdu. Saat 18.00 gibi Uğurlugiller Ailesi ,Yıldız Kenter, Şükran Güngör, Ayhan Kavasi ,Tevfik Gelenbe, Atilla Yiğit, idil Yazgan, Bülent Özdural evimize misafir olurdu. Uğurlugil Ailesinin yaşattıkları ailemizin o günkü konuşma konusu olurdu.
Unutmadan yazayım, ajans haberleri hiç kaçırılmazdı. Her sabah alınan gazete haberleri ajans haberleri ile kıyaslanırdı. Radyo evin baş köşesinde yerini alırdı. Kullanılmadığı zamanlar üzeri dantel örtülerle süslenirdi. Bizim evde emektar AGA Marka radyo 1962 yıllarında Phillips Salon radyosuna terk edince iki radyo olmuştu. O devirlerde radyo için vergi verilirdi. Babam eski radyoyu postaneye götürüp kullanılmadığını söyleyince, radyonun bütün bağlantı kabloları kesilip kullanılmaz duruma getirilmişti. Vergiden düşen radyo kömürlüğe terfi ederdi. Günümüzle kıyaslandığında birçoğunuz şaşıracaksınız. Mütevazi yaşamların en küçük harcamaya bile dikkat ettiklerini göreceksiniz.
Yağmurlu yollardan yola çıktık, radyolu günlerde gezdik. Sürçü lisan ettiysek affola…