BIST 100
10.858,52 -2,02%
DOLAR
41,6560 0,11%
EURO
48,9669 0,33%
GRAM ALTIN
5.209,75 1,00%
FAİZ
39,93 1,42%
GÜMÜŞ GRAM
64,34 2,31%
BITCOIN
122.772,00 0,68%
GBP/TRY
56,0387 0,11%
EUR/USD
1,1724 0,08%
BRENT
64,53 0,66%
ÇEYREK ALTIN
8.517,94 1,00%
İstanbul Açık
İstanbul hava durumu
18 °
  • ANASAYFA
  • GENEL
  • ALİ SERDAR ÇOLAKOĞLU: “KAHVE BAHANE SOHBET ŞAHANE…”

ALİ SERDAR ÇOLAKOĞLU: “KAHVE BAHANE SOHBET ŞAHANE…”

A1

Türklerde sohbetlerin başlangıcı kahve ile olurdu. “Kahve bahane sohbet şahane” sözü bu keyfin tam tarifi olmalı. Kahve ağır ağır içildikten sonra fal bakılması sohbeti devam ettirmenin bir başka yoldu. Yoksa kahve telvesinde geleceği görmek mümkün değil.

Kahvenin keşfi, Etiyopyalı bir keçi çobanının, keçilerin bir bölümünün oldukça hareketli ve zinde olduğunu fark etmesiyle olur. Keçileri takip eden çoban, hareketli keçilerin kahverengi tohumları olan bir ağaçtan beslendiklerini görür. Aynı tanelerden kendisi de yer. Gerçekten de yediği tanelerin insana zindelik verdiğini fark eder. Çoban, keşfini, bulunduğu yerdeki din adamına anlatır. Din adamının ilgisini çeker. Kuruttuğu kahve tanelerini suda kaynatan din adamı, ilk kez kahveyi içecek haline getirmiştir.

  • Gece ibadetlerinde zinde kalmak ve daha çok ibadet edebilmek amacıyla daha da geliştirilerek kullanılmıştır.

Kahve adı, Habeşistan’ın Kaffa bölgesinden almıştır. Habeşistan’dan yayılan kahve öncelikle Arap Yarımadasına yayılmıştır. Arap Yarım Adası’nda içilen bu içecekle tanışan Hacıların İstanbul’a getirdiği düşünülmektedir. Kahvenin ticari olarak İstanbul’a ulaşması ise Yavuz Sultan Selim’in (1512-1520) Mısır seferini takip eden yıllarda Müslüman tacirlerce olmuştur.

15.yy da öncelikle sarayda başlayan bu keyif İstanbul’un kahvehanelerinde sürdü. Demleme usulü ile sunulan kahve Osmanlıda düşük ısıda pişirilerek yanında lokum ile ikram edilirmiş. İlk kahvehaneler  Tahtakale’de açılmıştır. Kahvehaneler toplumun sosyalleştiği ve iletişimin sağlandığı mekânlar olmuştur.

Eminönü’nde Yemiş İskelesindeki Balıkçı kahvesi bir deyime de ev sahipliği yapmıştır. 1815 yılında kahveci Yusuf’a seslenen yeniçeri ağası; “Herkese benden bir kahve yalnız palikarya Stelyo hariç” diyerek seslenir. Yusuf herkese kahve verdikten sonra iki kahve fincanı ile gelip Stelyo’a kahve ikram eder. Yeniçeri ağası hiddetlenir. Yusuf senin ikramlarını verdim bu benim ikramım diyerek; “Yeniçeriyi susturur. 1895 yılında Sisam Adasında çıkan ayaklanmada Yusuf esir düşer. İki yıl zindanda kaldıktan sonra köle olarak satılır. Satın alan Rum onu tenha bir yere götürüp serbest bırakır. Yusuf’u satın alan kaptan Stelyo’dur. Stelyo kendisine sunulan kahvenin hatırını unutmamıştır. Yusuf ile Stelyo’nun dostluğu kahvenin kırk yıllık hatırını bizlere kazandırmıştır.”

Kahve ülkemizde, kavrulmasından sunumuna kadar belli kuraları olmuştur. Özellikle sarayda kahve sunumu ve hazırlığı kurallara bağlanmıştır. İkram edilince, misafir önce kahveye uzanılırsa tok olduğu düşünülürmüş. Eğer misafir önce suya uzanırsa aç varsayılıp hemen sofra hazırlanırmış. Konuşmadan iletişimin sağlandığı bu kültürü yabancının anlaması çok zor.

Dalında kırmızı, içi yeşil, kavrulunca kahverengi bu mis kokulu içeceği dilim döndüğünce sizlere anlatmaya çalıştım. Bir kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu unutmayalım. Kahve bahane sizler şahanesiniz. Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

 

 

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?