
2.Abdülhamit dönemininde basın sansür yoluyla dizginleniyordu. 2. Meşrutiyetin ilanıyla 24 Temmuz 1908 günü bir avuç gazete sansürcüleri içeri alınmadığı için gazetecilerde gazeteleri sansüre yollamadan basma kararı almışlardı.
Böylelikle, 24 Temmuz 1908 günü gerçekleşen başkaldırış “Basın Bayramı” olarak tarihteki yerini alır.
12 Mart Muhtırası sonrası baskıların İstibdat Dönemi'ni hatırlattığı gerekçesiyle "Basın Bayramı" ifadesinin kaldırılmasına karar verildi ve böylelikle Basın Bayramı; "Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü" adını aldı.
Sansür özgür basına vurulan parangadır. Halkın, yurtta ve dünyada olup biteni öğrenmesi basın sayesinde olur. Mustafa Kemal Atatürk, “Basın, Milletin müşterek sesidir. Basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” sözleriyle, basının bağımsız olmasının toplumun şekillenmesine olan büyük katkısını vurgulamıştır.
117 yıl önce verilen mücadele özgür basının sansürden korunmasına çare olmamıştır. Basının, medyanın susturulması halkın doğru haberi farklı kanallardan almasına neden olur. Unutulmamalıdır ki, özgür kalemler bu ülkenin ileri gitmesinin teminatıdır.
- Basın Bayramı kutlu olsun...