Ülkemizin batısı ve güneyi “L” şeklinde ABD üstleriyle ve teröristanla kuşatılmaya çalışılması bir beka sorunudur. TBMM’de savunma sanayi destekleme fonu görüşmeleri ertelenerek 2025 yılına bırakıldı. Her ne kadar savunma sanayi destekleme fonu ertelenmiş olsa bile Sayın Milletvekillerimiz bir maaşlarını savunma sanayimize bağışlayarak destek kampanyası başlatmalıdır. Başlatılacak olan kampanyaya necip milletimiz, çok büyük destek verecektir.
Çarşıda, pazarda sebze ve meyve fiyatları el yakıyor mu? Evet, yakıyor. Kiralar çok yüksek mi? Evet, yüksek. Çocuklarımızın her istediği kıyafeti alabiliyor muyuz? Hayır, alamıyoruz. Tenceremizde istediğimiz yemeği kaynata biliyor muyuz? Hayır, kaynatamıyoruz. Hayat pahalılığından dolayı geçim sıkıntısı yaşıyor muyuz? Evet, yaşıyoruz. Ancak düşman istilası altında yaşanılan bir vatanda paran, pulun, malın ve mülkün olsa ne kıymeti var? Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.
Emperyal güçler işgal edecekleri ülkelere refah, özgürlük ve demokrasi getirecekleri vaadiyle oluşabilecek direnci kırarak işgale başlıyorlar. İşgalden sonra geride öldürülmüş yüz binlerce ceset, tecavüze uğramış binlerce kadın ve çocuk, huzuru bozulmuş bir toplum ve fakru zaruret içerisine düşürülmüş bir halk bırakıyor. Ülkenin tonlarca altınını ve petrol kaynaklarını sömürüyorlar. Irak’ta böyle yapmadılar mı?
ABD, Dedeağaç’tan başlayıp Güney Kıbrıs’a kadar Yunanistan’ın ana karasına ve Ege Adalarına onlarca askeri üs kurdu. Bu üsleri kime ve niçin kullanacaklar? Devlet otoritesinin olmadığı Suriye’de ABD öncülüğünde emperyal güçler, teröristlerden oluşan düzenli bir ordu kurmaya çalışıyorlar. Bu orduyu kime ve niçin kullanacaklar?
Ülkemizin batısı ve güneyi bir “L” şeklinde ABD üstleriyle ve teröristanla kuşatılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’nin çevrelenmesi bir beka sorunudur. Milli güvenliğimizi tehdit eden bu konu, iç siyasi çekişmelerin ve ekonomik sıkıntıların üstünde bir milli meseledir.
Terörist Netenyahu öncülüğündeki Siyonist katil sürüleri, Gazze’de yaktıkları ateşi tüm Orta Doğu’ya yaymaya çalışıyorlar. Nihai amaçları Türkiye’nin de bir kısmını içine alan güya kendilerine vaat edilmiş topraklara hâkim olmaktır. Bu amaçlarını gerçekleştirmek için planları doğrultusunda adım adım ilerliyorlar. Bugün Lübnan’ı bombalıyorlar. Güzellikleri şiirlere konu olan Beyrut ile Hatay arası kaç km’dir?
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) kıyamet alametlerinden biri olarak bildirdiği, Hatay’da bulunan Amik Ovası’nda gerçekleşecek olan büyük bir savaşla ilgili bir hadisinde; “Amik Ovası’nda büyük bir savaş olacak. … Savaşa katılanların üçte biri kaçacak, üçte biri şehit olacak, üçte biri de Allah’ın izni ve yardımıyla zafer kazanacak.“ buyurmuşlardır.
Yanı başımızdaki ateşin evimize sıçramayacağını kim garanti edebilir? Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla bu ateş çemberinin ortasındadır. Coğrafya kaderse bizlere düşen görev, Devlet ve Millet el ele vererek savunma sanayimizi daha da geliştirmeliyiz. Ülkemize muhtemel yapılabilecek saldırıların önüne geçmenin yegâne yolu; elektronik harp sistemleriyle donatılmış, ileri teknolojik araçlara, çelik kubbesi olan, hareket kapasitesi ve caydırıcılık gücü yüksek bir orduya sahip olmaktır.
1974 Kıbrıs Barış Hareketinden sonra ülkemize uygulanan askeri ambargo, milli üretimin önemini açığa çıkarmıştır. Yerli ve milli savunma sanayinin kurulması için işçisi, memuru, iş adamı, siyasetçisi, sanatçısı, sporcusu ve yediden yetmişe toplumun tüm kesimleri ordumuza büyük yardımlar yaptılar. Özellikle çocuklarımız kumbaralarında biriktirdikleri harçlıklarını o minnacık elleriyle ordumuza bağışta bulundular. Seksen yaşındaki ninelerimiz kefen paralarını o kınalı elleriyle ordumuza bağışta bulundular. Yardım kampanyalarındaki bu duygu seli ne denli asil bir millete sahip olduğumuzu anlamaya yeter.
İşte hepimizin gözbebeği olan savunma sanayimiz bundan tam 50 yıl önce başlatılan bu yardım kampanyalarıyla kuruldu. Son yirmi yılda ise Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliği sayesinde milletimizi gururlandıran seviyeye ulaştı. Bugün savunma sanayimizin geldiği nokta yeterli midir? Etrafımızdaki gelişmelere baktığımızda elbette yeterli değildir.
TBMM’de savunma sanayi destekleme fonu görüşmeleri ertelenerek 2025 yılına bırakıldı. Her ne kadar savunma sanayi destekleme fonu ertelenmiş olsa bile Sayın Milletvekillerimiz bir maaşlarını savunma sanayimize bağışlayarak, Ülke çapında savunma sanayimize destek kampanyasını başlatmalarıdır. Bu necip milletimiz başlatılacak olan kampanyaya beklenilenden çok daha büyük destek vereceğinden hiçbirimizin zerre kadar şüphesi yoktur.