- Değerli okurlarım; Bu yazımda doğal olarak kendi fikirlerimi beyan edeceğim. Hoşuna gideceklerde olacaktır gitmeyeceklerde. Ancak yazarlar özgür iradeleriyle yazılarını yazarlar ve karşılığında da fikirlerine saygı duyulmasını beklerler.
Türkiye belki de en önemli seçimine gidiyor. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine 2 gün kaldı. Bu seçimlerde birçok ilkleri de yaşamaya başladık ülke olarak.
İlk olarak İttifaklar girdi demokrasi hayatımıza. İlk olarak kumpasla cumhurbaşkanlığı adaylığından pes ettirilen oldu. İlk olarak normal şartlarda bir araya gelemeyecek uç ideolojiler bir araya geldi. İlk olarak Belediye başkanları görevli oldukları il dışında Genel başkanmış gibi il il mitingler düzenledi. İlk kez çok yıkıcı bir depremden kısa bir süre sonra seçime gidiliyor. İlk kez bu denli dış müdahalenin aleni olduğu bir seçim olacak. İlk kez Cumhurbaşkanlığı için birçok yardımcılıktan bahsedildi. İlk kez mağduriyete sevinen siyasetçiler oldu. Bu ilkler dahada çoğaltılabilir.
Her şeyden önce Türk siyasetini gidişatından duyduğum genel rahatsızlığı dile getirmek zorundayım. Türk siyaseti hiçbir zaman son yıllarda olduğu kadar bel altı, yalan, iftira, hakaret, kumpaslı ve gayri milli olmamıştı. Siyasetçilerin özellikle sosyal medya üzerinden yalan üzerine kurulu bir yöntem seçmeleri geleceğimiz adına çok ama çok endişe vericidir. Aynı şekilde Kullanılan üsluplar ve bel altı vurmalar Müslüman bir ülke siyasetçilerine hiç ama hiç yakışmamakta ve gelecek adına bizleri kaygılandırmaktadır. Unutulmamalıdır ki siyaset düşmanlık değil, rekabet ortamıdır. Özellikle seçime yakın bu yazıyı yazmak istedim ki olan biteni takip edeyim.
Gerçekten de vatanını milletini seven biri olarak çok üzüldüğüm şeylere şahit oluyorum aylardır. En başta yaşanan deprem ve sonrasında sosyal medya üzerinden yürütülen çirkin yalan ve iftiraları şiddetle kınıyorum. Orda kullanılan “Devlet Nerede” lafı özellikle seçilmiş ve şovmenlerin şovunu yaptığı ve bana göre Muhaliflerin sınıfta kaldığı bir süreç olmuştur. Böyle kötü zamanlarda kenetlenmek gerekirken tam aksine ayrıştırıcı, devleti aciz gösteren, yaşanan acı üzerinden deyim yerindeyse siyasi şov yapan yaklaşımlar diğer vatandaşlar gibi benide derinden üzmüştür.
Gelelim seçim süreci ile ilgili düşüncelerime… Belediye başkanlarının kendi şehirleri dışında miting yapmalarını parti ayrımı yapmaksızın doğru bulmuyorum. Kendi illerinde yapmaları olabilir ama şehir şehir dolaşmaları bence doğru değil. Sürekli yalan üzerinden siyaset üsluplarını doğru bulmuyorum. Ekrem İmamoğlu’nun başka şehirlerde miting yapmasını doğru bulmadığım gibi grubuna yapılan saldırıyı da doğru bulmuyorum(Her ne kadar ilk karşı taraftan taşlar geldi denilsede). Dezenformasyon yasasının bu süreçte neredeyse hiç uygulanmamasını doğru bulmuyorum.
Cumhur Başkanı adaylarıyla ilgili olarak; En başta Muharrem inceye yapılanları şiddetle kınıyorum. En başta kendi ideolojisinde olanların tehditlerini, baskılarını ve en nihayetinde yurtdışı kaynaklı kaset kumpasını kabullenmem mümkün değildir. Demokrasiden dem vuranların sürekli kendi tarafında olmayanları tehdit etmeleri aslında demokrasiyle ne kadar alakasız olduklarınında en açık göstergesidir. Tüm bu baskılara ve saldırılara dayanamayarak geri çekilmeside yanlıştı sayın İnce’nin . Zira Sayın Erdoğan 21 yıldır benzer şeylerle karşı karşıya kaldı ama hep dik durdu ve savaştı. Sayın Muharrem İnce’nin Direnmesi ve kendinden ümit bekleyen seçmen kitlesini yarı yolda bırakmaması gerekirdi.
Sayın Kılıçtaroğlu sürekli ve neredeyse tüm kesimleri tehdit eden üsluplarla, gerçek dışı söylemlerle demokrasimize yakışmayan ve kendisine de faydadan çok zarar veren bir süreç yürüttü.
Sayın Erdoğan 21 yıldır iktidar olmasına rağmen yıpranmadı. Depremden sonra depremzedelere verdiği sözler, Yerli ve milli savunma sanayi icraatları, yapılan yollar, köprüler, hastaneler, tüneller, Havalimanları, Eyt sorununu çözme (eksiklikler olsada) ve sayılamayacak kadar hizmetle, yapacaklarından ziyade yaptıklarıyla başladı seçim sürecine. Sonrasında ise vaatleriyle devam etti bu güne kadar.
Sevelim veya sevmeyelim, şu bir gerçek ki Sayın Erdoğan’ın inanılmaz sayıda ve içten sevenleri var. Sayın Erdoğan bu güne kadar ne vadettiyse yaptı ve en büyük avantajı da burada bana göre. Zira Sayın Kılıçtaroğlu önceki seçimlerde belediyelerden hiç işçi çıkarılmayacağına söz verdi ama birçok belediyede binlerce işçi işten çıkarıldı. Büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere birçok belediyede Heykel açma ve birkaç küçük proje dışında hiçbir iş yapılmadı. Ayrıca Sayın Kılıçtaroğlu’nun ve muhalefetin Soğan ve patates üzerinden yürüttüğü çalışmada bence yanlıştı. Zira soğanın fiyatı şu anda on liralara kadar düştü. Birçok kişiyi hapisten çıkaracağı söylemleride yanlış bir söylemdi bana göre. Ayrıca birçok yapılan mizansenler(Vatandaş kurgu olduğunu gördü) hep eksi olarak yansıdı.
Oysa Sayın Erdoğan 21 yılın yıpranmışlığına rağmen, Millilik, bağımsız ülke, Teknolojik Gelecek, Yerli ve Milli savunma sanayi, Lider ülke olma gibi söylemlerle yürüttü çalışmalarını.
Sayın Erdoğan; Togg, Karadeniz gazı, Petrol, Savunma sanayindeki dev icatlar (İhalar, Uçaklar, Füzeler, Tanklar vs.) ile kamera karşısına geçti. Muhalefet ise tehditler, musluk açma, heykel açma, şovlar vb şeylerle çıktı ekranlara. Daha sayamayacağım bir çok far var iki adayın arasında.
Diğer iki adaydan bahsetmeme gerek yok. Sayın İnce geri çekildi, Sayın Oğan’ında çok düşük oy alacağı belli zaten. Bellimi olur belki oda seçimden önce çekilir (Hiç doğru bulmasamda).
Gelelim bana seçim süreci başladığında bu yana sorduğunuz oy tahminlerime;
Cumhurbaşkanlığında Sayın Erdoğan’ın %53-%56 bandında, Sayın Kılıçtaroğlu’nun %39-%45 bandında, Sayın Oğan’ında %2-%5 bandında oy alacağını tahmin ederek, ilk turda Sayın Erdoğan’ın seçileceğini tahmin ediyorum.
Milletvekilliğine gelince; Cumhur ittifakının %51-%53 bandında, Millet ittifakının(HDP yide içine alarak) %44-%47 bandında, geri kalanında diğerlerinin alacağını tahmin ediyorum. Tabi Sandıkta ne olacağını kimse bilemez adı üzerinde tahmin.
Son tahlilde; Sayın Erdoğan’ın İlk turda kazanacağını, Cumhur ittifakının Erdoğan kadar oy alamasada çoğunluğu alacağını tahmin ediyorum.
Diyeceksinizki ;Anketler öyle demiyor. Evet doğru ama bu güne kadar anketler hep öyle diyordu. Bence önemli olan Anketler ve sosyal medya değil, meydanlardır. Sosyal medyaya baksak %68 ile, Medyaya ve Anketlere baksak %55 ile Sayın Kılıçtaroğlu kazanıyor. Oysaki Sosyal medya ve Anketlere katılmayan yüzbinlerce hatta milyonlarca Sayın Erdoğan taraftarı olduğunuda tahmin edebiliyorum.
Rabbim Vatanımız ve Milletimiz için bu seçimleri hayırlara vesile kılsın. Ülke olarak Kazasız belasız, kimsenin burnunun dahi kanamadığı, demokrasi bayramı içinde bir seçim geçirmeyi yüce yaradandan niyaz ederim.
Selam ve Dua ile…
Nevzat ERTEKİNOĞLU
Yazar – Mali Müşavir – Bilirkişi