AYDIN ALAS / ARAŞTIRMACI – YAZAR
– Disiplin, herhangi bir konuda düzenli çalışmayı gerektiren bir kavramdır. Kararlılık ve istikrar esasına dayalıdır.
“Taşı delen suyun gücü değil, sürekliliğidir.” diye bir söz vardır. İşte disiplin de söz konusu su gibidir. Sürekli olarak belirli tekrarlarla devam ettirildiğinde, insanı hedefine ulaştıran asil bir özelliktir.
Dünyanın en ünlü sporcuları birer disiplin abidesidir. Kendi yeteneklerinin haricinde sürekli antrenman yapar ve kendilerini daha da geliştirirler. İsmini sürekli duyduğumuz Ronaldo ve Messi bile her koşulda antrenman yapıyor. Beslenmelerine, uyku düzenlerine, alışkanlıklarına kesinlikle dikkat ediyorlar.
Disiplin çoğu zaman hiçbirimizin hoşuna gitmez. Bu yüzden geliştirmeye çalıştığımız şey hakkında başarılı olamayız.
– Antrenmanların her dakikasından nefret ettim. Ama kendi kendime dedim ki “Vazgeçme! Şimdi acı çek, ömrünün geri kalanını bir şampiyon olarak geçir.” Muhammed Ali
Disiplinli olmak bir tercihtir. Disiplin bize bir şeyi gerçekten isteyip istemediğimizi gösterir. Disiplin aynı zamanda sadakat demektir. Hayallerine ve hedeflerine sadık olmak, bu konuda kararlı olmak ve ne pahasına olursa olsun yaptığınız şeye devam etmek demektir.
“- Bir işe başlıyorum sonra bırakıyorum,
– Bir türlü zayıflayamıyorum,
– Dil öğrenmeyi çok istiyorum ama olmuyor?
– Kabataş Lisesini kazanmak istiyorum fakat kazanmak için gereken disiplin ayarını tutturamıyorum…” gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Birçok insan bir konuda yapması gerektiklerini biliyor ama yapmıyorsa mutlaka disiplin eksikliği yaşıyor demektir. Disiplin yetersizliğinin sebebi de aslında motivasyon eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Eğer motivasyonunuz dışarıdan geliyorsa (Video izlemek, birinin gaz vermesi vb) bu sizi birkaç gün idare eder. Sonra yeniden motive edilmeniz gerekebilir. Şayet motivasyon içten gelirse, o zaman durdurulamaz olursunuz.
Ateşimizi içten yakmanın ilacı da ne istediğini bilmekle mümkündür. Gerçekten, “ne istiyorsunuz, ne kadar istiyorsunuz, bunun için ne kadar süre bedel ödeyeceksiniz?” Öncelikle bunları bilmeniz gerekir. Bir hedefiniz yoksa asla yola çıkmayın. Birinci basamak hedef koymaktır.
Kilo vermek isteyen bir insanı hayal edelim. Bu kişi 178 boyunda, erkek ve 110 kilo olsun. İsmi de Hasan olsun. Hasan’ın fit bir görünüme sahip olabilmesi için ortalama 30 kilo vermesi gerekir doğru mu? Peki, hasan artık vermesi gereken kilo miktarını biliyor. Şimdi sıra geldi ne yapması gerektiğine…
Hasan diyetisyen ya da herhangi bir danışandan destek almadan bu meseleyi kendisi çözmek istiyor. Daha az şeker ve karbonhidrat tüketip, daha fazla hareket etmesi gerektiğini biliyor. Evinde hassas teraziside var. Start verdiği günü defterine not aldı ve kendine meydan okumaya başladı diyelim. Sizce Hasan fazladan sahip olduğu bu 30 kiloyu kaç ayda verir? Elbette ki Hasan’a bağlı… Eğer Hasan ilk ay bu kiloyu vermeye çalışırsa, muhtemelen 15. gün vazgeçecektir, çünkü hem kendini fiziksel olarak zorlayacak hem de psikolojik olarak tükenecektir.
Oysa ki Hasan’ın yapacağı en güzel iş hedefini parçalara bölmektir. Kendini çok zorlamadan ama istikrarlı bir şekilde, sadece yaşam stilini değiştirerek bu hedefine çok kolay bir biçimde ulaşabilir. Mesele ne kadar sürede kilo verdiğinden ziyade, sürekli ilerleme kaydetmekle alakalıdır. Hasan ayda 5 kilo verirse 6 ayda ideal kilosuna ulaşır, ayda ortalama 4 kilo verirse de hedefine 8 ayda ulaşır.
Hasan ne kadar kilo verdiği ile ilgilenmeyip, sadece hafta da bir ilerlemesini takip etmeye karar verse, ekmeği ve şekeri tamamen kesse… Haftada 3 gün 45 dakika yürüyüşe çıksa, 3 günde evde kültür-fizik hareketleri yapsa ve bu plandan asla vazgeçmese, 8 ayın sonunda istediği sonuçlara kesinlikle ulaşır. İşte bu örnek bize disiplinli olmanın getireceği sonuçları gösteriyor. Eğer Hasan hedefine ulaşma yolunda planından vaz geçerse, odağını kaybetmiş demektir. Hayatında kilo vermekten daha önemli sorunları var demektir. Bu örneği hayatınızın birçok noktasına uyarlayabilirsiniz. Üniversiteyi kazanmak mı istiyorsunuz, günde 200 soru çözün. Bağlama çalmak mı istiyorsunuz, hocanın öğrettikleriyle kalmayın, antrenman yapın. Daha fazla para biriktirip hayalinizde ki evi arabayı mı almak istiyorsunuz? O zaman size fazladan gelir sağlayacak işler bulun ve yapın. Yılda 20 kitap okumuş olmayı ister miydiniz? O zaman günde 10 sayfa kitap okuyun. Kuran-ı Kerimin mealini baştan sona bitirmek ister miydiniz? Günde sadece 2 sayfa meal okuyun. Göreceksiniz, bir yılsonunda alacağınız sonuçlar sizi ve sizi tanıyanları şaşırtacak. Sadece ne yapmak istediğinize karar verin ve başlayın. Sonra da asla ertelemeyin, zinciri kırmadan yolunuza devam edin.
Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.