SİYASET *
Bu tanımlardan yola çıkarak siyaset için “Fert ve toplumun sürdürülebilir refahını, huzurunu, sükûn ve emniyetini temin sadedinde sosyal olayları sevk ve idare etme sanatıdır.” demek abartılı olmasa gerek. Bu cümleden hareketle hiç şüphesiz insan var olalı siyaset var olmuştur. Gerçek siyasetçiler, işte bu sürdürülebilirliği gerçekleştirenler olmuştur.
Siyasî hayatta fiilî yer almak isteyenler, bu gerçeği göz önünde bulundurarak hareket etmelidirler. Mevlana’nın buyurduğu gibi ”Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.” hükmü sanki siyasetçiler için söylenmiş gibidir.
Sosyal hayatın nevi şahsına münhasır “kendine has= kendine özgü bir işleyişi vardır. Bu sebepten her toplumun işleyişi farklıdır. Bir toplumun bayramı, diğer bir toplumun acı günü olur. Bu toplumun bağlı bulunduğu ideolojik örgünün sonucudur. Hatırımda kaldığına göre Gebze’nin Hünkâr iskelesi mevkiinde mevzilenen, hangi istikâmete gideceği de belirgin olmayan ancak İtalya’ya sefer yapılacağı yorumlanan Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin ordusunu, sefere sevk ve idare ederken Yahudilikten döndüğünü beyan edilen ve Jakob ismi Yakub’a tebdil edilen Dr. Yakup paşa’nın Fatih’i öldürmek kastı ile tedricen tatbik ettiği zehirli ilacın son dozunu Gebze’de tatbik edince Fatih, Şehit olmuş, Yakup Paşa, Yeniçeri tarafından lime lime edilmiştir. Bu olayın Türk milleti için ne kadar hazin olduğu açıktır. Sosyal yapımız gereği bizde çok derin yaralar açan bu meş’um kasıt, Türk milletini hüzne gark ederken Haçlı güruhunu bayram havasına sokmuştur. Avrupa’da “Kara Kartal öldü” nidalarıyla bayram yapılmıştır. Bizde hüzün Avrupa’da bayram. Sosyolojik örgü ve doku farkı işte budur.
Siyaset ile iştigal edenlerin, Türk sosyal örgüsünü ve yapısını bilerek buna paralel icraatta bulunmaları icap eder. Bunun sebebi, siyaset, vaziyetten vazife çıkarma işidir de. Siyasetin ve siyasetçinin asli görevi, topluma, dönüşüm sağlamak ve hızlandırmak değil, Toplumsal yapının işleyişinin sağlamlaşmasını sağlamaya çalışmak olmalıdır. Sosyolojik bir bütünlük çerçevesinde yaşayan bir toplumun katmanlarındaki farklılıklar, toplumun her katmanına farklı hizmet yatırımı yapmayı, o katmanların da gelişimini sağlamayı gerektirir. Siyasetçi, bunları aklından çıkarmaması gereken bir kişidir. Bunlar aklında yoksa derhal bunları aklına yerleştirmesi gereken mevki ve makamdadır.
Şimdilerde “Karşılığı yok” tabiri kullanılmaya başladı. Eskiden, Buna “makes bulmak” denirdi. Bunun da Türkçesi yansımadır. Siyasetçinin verdiği beyanat veya verdiği sözler, gerçekleştireceğini vaat ettiği unsurlar toplumda karşılığı olmayacak şeylerse hepsi boşunadır. Bu da siyasetçinin toplumsal gerçeklere uygun hareketi gerekmektedir. Verdiği sözlere kendi bile uymayan bir siyasetçi toplumda hangi karşılığı bekleyecek veya bulacaktır. Ham hayal. Hayalin bile olgunlaşmış olası gereklidir. Etkisi ancak Kayseri’ye liman vaadi kadar etkisi olur.
Siyasetçinin en önemli özelliği, Türk vatandaşlarının yaşadığı coğrafya, mazide bıraktığı tarih, mevcut sosyal hayatın müşterek ve müteferriklerine, iş hayatına, memuriyet hayatına askerî hayatına ziraî hayatına, özetle söylemek gerekirse iğneden ipliğe her konuya dair, nutuk irat edecek kadar bilgi sahibi olmalıdır. Donanımlı, teçhizatlı olmalıdır. Aksi takdirde genel kurulda veya diğer kurullarda “Kaldır parmak, indir parmak!” emrini icra etmek dışında bir iş yapamayacaktır. Özellikle hukukî mevzularda en azından bir hukukçuyu anlayacak dar birikimli olmalıdır.
* Bu çalışmamda Siyasete dair değerlendirmeler bulunacağım. Bu yüzden, temelli davranmak “Siyaset ”kavramının ne anlamlar taşıdığını tespit etmek istedim. Ortak dilde, ortaklık etmediğimiz kelimelerle bir şeyler anlatmak, anlatmamak anlamına geleceği için ben, temelden girmek istedim. İnşallah, hoş görününüz, sığınılacak kadar geniş ve esnektir.
Bunun için mevcut sözlüklerin hapsini taradım. “Siyaset “kelimesine yüklenmiş anlamları tespit ettim. Sözlüklerin tanımlarında nüanslar olup olmadığını kontrol ettim.
Sizlerin de görmeniz için aşağıya sıraladım.
A-Siyaset: Hâkim olmak, işi idare etmek, düzene koymak.
1.Devletlerarası ilişkileri, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, politika.
- Bu konuda, takip edilen yol, yöntem. (İlhan Ayverdi, Kubbealtı, 2020,Misalli Büyük Türkçe Sözlük, s,2851,)
B-Siyaset: Siyasa, politika.
Siyasa: Belli bir ereğe varmak ya da yurt işlerini yürütmek için tutulan ölçülü yol. (Türkçe Sözlük TDK, s,717)
C-Siyaset:1. Seyislik, at idare etme, at işleriyle uğraşma 2. Memleket idaresi, huk. ceza; idam cezası.4.Politika 5.diplomatlık F. Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Doğuş ltd. şti. matbaası Ankara 1970,s,1149
D-Siyaset:
- Politika:
“Siyaset alanında ismi zaman zaman çok geçen bir simadır.” – Halide Edip Adıvar
- Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış. TDK internet Güncel Türkçe Sözlük
- siyaset: 1. at bakım ve eğitimi, seyislik, 2. devlet yönetme, yönetim” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça sāˀis “at bakıcısı, seyis” sözcüğünün kaynağıdır.
Arapça sözcük esasen “seyislik, at bakımı” anlamındayken 11. yy’dan önce 1. “reaya yönetimi”, 2. “tenkil ve tedip etme, cezalandırma” anlamlarını kazanmıştır. Osmanlı kullanımında bazen “şerˁi usule riayet etmeksizin idam” anlamında kullanılır. 20. yy başlarından itibaren Türkçe kullanımda “siyasi parti işleri” anlamına gelir.(Seven Nişanyan, İnternet sayfası)
F- Siyaset: Memleket idare etme san’atı. Devlet idare tarzı.
Dünya ve âhirette necatlarına sebeb olacak bir yola, insanları irşad ile beşeriyetin salâhına çalışmak.
Diplomatlık. Politika.
Seyislik, at idare işleriyle uğraşma.
Politika, insanları idare etme sanatı.
Politika. (Arapça)
İdam cezası. (Arapça)( https://www.luggat.com/index.php#ceviri)