Milyonluk arabalara binenler, sofralarında bir tek kuş sütü eksik olan hocalar, asgari ücretle çalışan bir insanın aldığı maaşı bir gecede yiyenler bizlere tasarruf yapmayı öğretiyor.
Devletin imkanlarını kullanarak lüks içinde yaşayanlar, şatafatlı bir hayat sürenler, insanlara Peygamberimizin hayatından kesitler sunarak, bizlere şükretmeyi ve yetinmeyi öğretenlerin hayatlarına bir bakın lütfen. Lüks içinde yaşayan ve şatafatlı bir hayat süren insanlar bizlerle resmen alay ediyorlar. Merak etmeyin beyler! Zaten bu millet yıllardır tasarruf yapıyor. Hem de ne tasarruf !… Millet ay sonunu bile zor getiriyor. Hangi tasarrufdan bahsediyorsunuz yahu?
“Devletin malı deniz yemeyen domuz” düşüncesi ve mantığı ile hareket eden, devletten kaymaklı maaş alanlar, hatta ve hatta tek maaş değil, üç, beş maaş birden alanlar bizlere tasarruf tedbirleri almamızı istiyorlar. Allah Allah!… Alay mı ediyorsunuz bizlerle yahu?
Tasarruf tedbirlerini alması gereken halk değildir. Fedakarlık yapması gereken halkımız değildir. Zaten halkımız yıllardır fedakarlık yapıyor. Fedakarlık yapması gereken devlettir, hükümettir, belediyelerdir.
Ülkemizde öyle bir savurganlık, öyle bir vurdumduymazlık var ki hiç sormayın. Bu fotoğraf aslında çok şey anlatıyor. Tabi ki anlayana. Çiftçilerimiz tarafından binbir zahmetle üretilen bu ürünler, hiç de kolay üretilmiyor. Köy çocuğu olduğum için bu zahmeti çok iyi biliyorum. Ben çocukken annem ve babamla birlikte tarımla uğraşıyor, domates, biber, patlıcan, fasulye, salatalık, soğan, patates, bamya, karpuz,kavun, yulaf, buğday yetiştiriyorduk.
Ürettiğimiz ürünleri çarşıda ve pazarda satıp, para kazanmak için değil, evimizin ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştiriyorduk. O yüzden tarımı ve tarımcılığı iyi bilirim. Çocukluğum köyde geçmişti. Tatillerde annem ve babamla tarlaya ve bahçeye gider ve mevsimine göre ekinler ekerdik. Hele o eski düzen yer çapalamak yok mu, insanın elleri su toplar ve şişerdi. Gün boyu ayakta kalmaktan ayaklarımız şişerdi. Yorgunluk da cabası. Zaten akşam yattığımda deliksiz uyku uyur ve sabahleyin her tarafım tutulmuş bir şekilde yataktan kalkıyordum. O zaman şimdiki gibi full ortopedik yataklar yoktu. Ya da vardı da bizim evde yoktu.
Şimdi konuyu farklı alana çekelim…
Ülkemiz, Dünya’da en çok et ithalatı yapan ülkelerden biridir. Ne garip ki, Dünya ‘da kişi başı olarak en az et tüketimi olan bir ülkeyiz. Hatta et tüketiminde Afrika ülkelerinden bile gerideyiz. Ne garip bir durum değil mi?
Et İthalatında Bir Gariplik Var!
Bu kadar eti kim ve kimler tüketiyor?
İthal edilen bu etler ülkemize kaç dolardan geliyor?
Bu kadar çok et ithalatı yapılıyor da, vatandaşlarımız niçin et tüketmiyor?
Ya da ülkemizde et tüketimi niçin bu kadar azdır?
İthal edilen bu etler sağlık kontrolünden geçiriliyor mu?
İthal edilen bu etler sağlık kontrolünden geçiriliyorsa eğer, bu etlerde ki hastalıklar niçin anlaşılmıyor?
Hayvancılıkla ilgili çalışmalar niçin yapılmıyor?
Hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize niçin destek verilmiyor?
Eskiden olduğu gibi, tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yeten bir ülke iken,ne oldu da tarım ve hayvancılık alanında dışarıya bağlı ve mecbur, hatta ve hatta mahkum bir hale geldik?
Kısacası ülkemizde tarım bitti. Yalnız tarım bitmedi, hayvancılık da bitti. Kısacası ülkemizde çiftçilik bitti. Ülkemizde tarım ve hayvancılığın yaşatılması, daha çok geliştirilmesi ve daha çok yaygınlaştırılması için özellikle Kocaeli bölgesinde yoğun çalışmalar yapan, çiftçi dostu olan Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu, Kocaeli tarımında söz sahibi olmayı başardı.
Her sezon çiftçilere hibe desteği verilmesi hususunda çalışmalar yapan ve çiftçilerimizin üretim yapması için devletin tüm imkanlarını seferber ederek, mazot desteği, gübre desteği, fidan ve fide desteği verilmesine vesile olan Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu, bununla da yetinmeyip çiftçilerimizle birlikte Ağustos sıcağında hasat yaparak, çiftçilerimizin her zaman yanında olduklarını göstermektedir.
Türkiye’nin geleceği için, Türkiye’nin refahı için, devletimize ve milletimize faydalı olmak, Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi çok çalışmak ve hep birlikte ülkemiz için ekip, biçmek ve hayvancılıkla uğraşmak zorundayız. Paramızın yurtdışına çıkmaması için üretmek zorundayız.
Kocaeli Milletvekili sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu, gece gündüz, yaz kış demeden çalışıyorsa ve çiftçilerimize üretim yapması için destek veriyorsa, bizlerde çiftçi olarak üretim yapmak zorundayız.
Bu arada ben de hem çiftçilik yapıyorum, hem gazetecilik yapıyorum, hem aktif siyaset yapıyorum, hem de bir holdingde üst düzey yöneticilik ve liderlik yapıyorum. Ben zaman bulabiliyorsam eğer, herkes üretmek için zaman bulabilir. Yeter ki insanlar bir şeyler üretmek istesin.
Saygılarımla selamlıyorum kıymetli okuyucularım…
Ayhan Yalçın
Gazeteci, Yazar, Stratejist, Köşe Yazarı , Yorumcu, Şair, 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi , İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO
