Merhabalar Sevgili okurlarım. Merkez üstü Kahraman Maraş olan ve 10 ilimizi etkileyen Yüzyılın Felaketi Deprem nedeniyle çok ama çok üzüntülü olduğumu belirtmek isterim. Vefat edenlere Allah’tan rahmet yaralılarımıza şifalar diliyorum. Tüm Türkiye’ye geçmiş olsun ve hepimizin başı sağ olsun.
Evet gerçekten de Yüzyılın Felaketi bir deprem yaşıyoruz. 110.000 Kilometre karelik alanda, 130 atom bombası gücünde, Avrupa’nın birçok ülkesinden büyük coğrafyada ve 13.500.000 nüfusu etkileyen bir deprem yaşadık. Bu kadar büyük bir felakette tüm Türkiye hatta dünya bir olup depremzedelerin yardımına koştu ve koşmaya devam ediyorlar. Herkes sağ olsun.
Biz millet olarak böyle zamanlarda bir olmayla ün yapmışız tarih boyu. Yediden yetmişe herkes elinden geldiğince yardıma koştu koşuyor. İlk andan itibaren Başta Devletimiz tüm kurumlarıyla, sonrasında STK’lar, gönüllüler ve vatandaşlar yardıma koştular. Son açıklanan rakamlara göre vefat eden vatandaşlarımızın sayısı 20.000’e yaklaştı. Yaralıların sayısı da 80.000’e… Bu verilerden anlaşılacağı üzere 1999 depremini geride bıraktı bu deprem. Gerçi 1999 depremiyle bu depremi karşılaştırmakta yanlış olur. Zira 1999 depremi çok daha dar alanda meydana gelmişti. Üstelik İstanbul ve diğer sanayi ve üretim yerlerine daha yakındı. Yardımların ve gerekli tüm ihtiyaç malzemelerinin deprem alanına intikali daha kolaydı. Üstelik yaz ayında meydana gelmişti.
İki depremin kıyaslanmasının son derece yanlış olduğu aşikar. Yüzyılın felaketi; etkili olduğu alan, etkilediği nüfus, peş peşe 7.7 ve 7.6 lık iki büyük sarsıntı ve sonrasında birçok artçı deprem olması çok daha büyük yıkıma sebebiyet verdi vermeye de devam edecek.
Böyle bir felaketi Dünya’nın hiçbir devleti kaldıramazdı. Diğer devletlerden uzmanların açıklamaları da bu yönde. Hal böyleyken birilerinin sosyal medyadan şuursuzca devleti ve yetkilileri suçlaması ne ahlaka nede vicdana sığmamaktadır. Sosyal medya özellikle Twitter tam bir devlete ve yetkililere saldırı, yalan dolan, siyasi rant aracı olarak kullanıldı ve hala da kullanılmaya devam etmektedir. Tüm Türkiye can derdindeyken böyle yapanları halkımıza havale ediyorum. Bu kadar büyük bir felakette elbette eksiklikler olacaktır. Bize düşen elimizden geldiği kadar, kendi çapımızda devlete ve millete yardımcı olmaktır.
Kaç gündür Twitter’a giriyorum; Sanki bu ülkeye ve devlet yetkililerine kin ve nefret kusmak için ellerine fırsat geçmiş gibi paylaşımlar, yalanlar, dezenformasyonlar… Her okuduğumda sinirlerim tavan yaptı. Devleti zayıf gösterme çabaları, özel resimler çekip reklam peşinde koşanlar, Siyasi rant peşinde koşanlar daha neler neler…
Bu tarz paylaşım yapanları her kim olursa olsun kınıyorum, Allah ıslah eylesin.
Yapmayın etmeyin. Birlik beraberlik ruhumuzu incitmeyin. Şimdi birlik beraberlik içinde olmayacaksak ne zaman olacağız. Biz ne zaman bu hale geldik, neler oluyor bize? Gün siyasi rant zamanı değil, gün nefret kusma zamanı değil, gün devlete ve devlet yetkililerine yüklenme vakti değil. Gün, birlik olma günüdür.
Tüm bunlar devletimizin yurt dışındaki prestijini de etkilemektedir. İçeriden birbirine düşmüş bir toplum görüntüsü, Aciz devlet görüntüsü vermek hangi vatansever insana yakışır. Zaten Neredeyse tüm düşmanlar fırsat kollarken böyle bir zamanda nasıl bu davranışı sergileyebiliyorlar gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.
Gerçi Türkiye 85 Milyonluk bir ülke ve sadece sosyal medyadan ibaret değil. Ancak Dışardan görünen sosyal medyadakiler olduğu için herkes dikkatli olmak zorundadır.
Son tahlilde; Gün amasız fakatsız birlik olma günüdür, Allah devletimize zeval vermesin. Bizim bizden başka düşmanımız yokmuş dedirtmememiz dileğimle…
Selam ve Dua ile…
Nevzat ERTEKİNOĞLU
Yazar – Mali Müşavir