Resme bakar mısınız lütfen! Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bizlere dua ediyor! Bizlere dua ediyor, kendisi lüks içinde hayat sürüyor. “Sizler yetinmeye devam edin, bizler lüks yaşamaya devam edelim” diyor. Bu arada el sallamaya devam ediyor. Nasıl olsa keyfi yerinde.
Ülkemizde yazılacak ve konuşulacak o kadar çok konu var ki. Çünkü her gün yeni bir konu çıkıyor. Ve her gün gündem değişiyor. Gündemi takip etmek neredeyse imkansız gibi.
İnsanlar asgari ücretle geçinmek zorunda kalırken, sizler milyonlarca liralık arabalara biniyorsunuz. İslam dininde böyle bir şey yok. Eğer varsa bizler mi bilmiyoruz?
Her Ramazan ayında insanlara Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hayatını anlatıp, bir hurma ile oruç tuttuğunu anlatan sizler, anlattığınız ile yaptıklarınız birbirini tutuyor mu acaba? Bu iş de bir tuhaflık yok mu acaba? Bizlere şükredin diyen, kendileri lüks içinde yaşayan insanlara hayret ediyorum.
Diyanet işleri başkanına makam aracı olarak Audi 8 verildi. Devletin ekonomik anlamda zor günler geçirdiği dönemde, ayrıca devletin borç içinde olmasına rağmen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a makam aracı olarak Audi A8 tahsis edilmesi çok saçma bir durumdur. Ben Diyanet İşleri başkanı olsam, kesinlikle böyle bir arabaya binmezdim. Toplum olarak çok zor günler geçtiğimiz bir dönemde, devletin borçla döndüğü bir durumda milyonluk araba kullanmak resmen haramdır. Bunun kesinlikle bir açıklaması olamaz.
Savunmaya bakar mısınız? “Haberlere konu edilen araç başkanlığın yoğun şehir dışı programlarından ötürü ihtiyaca binaen kiralanmaktadır”… Ne yoğunluğu bu kardeşim? Resmen saltanat sürüyorsunuz. Diyanet İşleri başkanlığına tahsis edilen bu araç ne İslam dinine, ne insanlığa sığar? Yazıktır, günahtır be kardeşim. Bindiğiniz bu lüks araçda milyonlarca insanın hakkı vardır. Çünkü insanlar vergi ödüyor bu devlete. Keşke Ali Erbaş, şöyle deseydi,”Ülkemizde ekonomik anlamda büyük bir kriz var.Bu krizde ben bu arabaya binemem.” İnanın çok anlamlı bir hareket olur ve Ali Erbaş toplumda daha çok değer kazanırdı.
Aldığı maaşla ay sonunu bile getiremeyen, zar zor geçinen, eşine ve çocuklarına harçlık dahi veremeyen, ailesini geçindiremediği için intihar eden insanların olduğu bir ülkede, lüks araçlara binmek nedir be kardeşim?
İnsan, Allah’tan korkar yahu . İnsan, toplumdan utanır yahu. Devlet kaynak arayışı içinde. Devletin para sıkıntısı var. Devletin tasarruf tedbirler alması gerekirken, Diyanet İşleri Başkanlığına milyonluk araba tahsis edilmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Ayrıca tam bir aymazlıktır.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a birkaç sorum olacaktır;
1: Devletin malını kendi malı gibi kullanmak dinimizde var mı?
2: Devletin arabası ile, devletin imkanları ile lüks içinde yaşamak haram değil mi?
3: Ülkemizde bu kadar ahlaksızlık ve bu kadar namussuzluk varken, rüşvet almak ve vermek normal bir durummuş gibi görmezden gelmek İslam dininde var mı?
4: Yolsuzluğun hat safhada olduğu bir ülkede İslam dininden bahsetmek mümkün müdür?
5: Tamamen faize dayalı bir ekonomide hangi dinden bahsediyoruz?
6: Topluma İslam Dinini aşılamak varken, toplumda kin ve öfke oluşturmak nedir?
7: Toplum manevi olarak çöküntü yaşarken ve ekonomik anlamda zor günler yaşarken, Diyanet İşleri Başkanının lüks yaşam sürmesi İslam Dini ile uyuşuyor mu?
8: Ülke olarak tasarruf tedbirleri almak gerekirken, devlet borç içinde yüzerken, hatta ve hatta devlet borçlarını dahi zar zor ödüyorken, milyonlarca liralık arabalara binmek nedir?
9: Dinden ve imandan bahsederken, Peygamberimizin hayatından kesitler sunarken, sizlerin yaşantısı bu anlattıklarınızla ölçüşüyor mu?
10: Bindiğiniz milyonlarca liralık arabalarda milletin hakkı olduğunu bilmiyor musunuz?
11: Toplum olarak çok zor günler geçirdiğimiz bu günlerde sizlerin lüks yaşam sürmeniz haram değil mi?
Sorular uzayıp, gidiyor… Ama kimin umurunda. Herkes bir yol tutmuş gidiyor. Herkes menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor. Herkes rahatlığını düşünüyor. Kimse kimsenin umurunda bile değil. Ne din düşünen var. Ne iman düşünen var. Ne de toplumu düşünen var.
Koskoca ülke ne hale geldi. İnsanlar,” Devletin malı deniz yemeyen domuz” düşüncesi ile hareket ettiği sürece, bu devlet ve bu toplum bir arpa boyu yol alamaz. Ne diyelim ki! Herkes memnun hayatından. Bizlere yalnızca yazmak ve anlatmak düşer. Gerçi yazsam ne olur, anlatsam ne olur. O kadar çok duyarsız bir toplum olduk ki !
Saygılarımla!
Ayhan Yalçın
Gazeteci, Yazar, Köşe Yazarı , Yorumcu, Şair, 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi , İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO