- Her Ramazan ayında büyüklerimizin dilinde eski Ramazanlara olan özlemi dile getiren bir cümle dolaşırdı; “Nerede o eski Ramazanlar?” diye.
Osmanlı dönemi Ramazan âdetlerine baktığımız zaman bu özlemin ne kadar yerinde olduğunu hemen görürüz. Bu adetlerden belki de en güzeli, en hayırlı olanı “Zimem Defteri” konusudur.
“Zimem Defteri”, bugünkü adıyla “Veresiye” defteridir.
Bu konuya kısa bir açıklama getirmek istiyorum: Osmanlı döneminde yaşanan Ramazan günlerinde yaygın olan bu güzel uygulama şöyleymiş: “Ramazan günlerinde ekonomik gücü yerinde olan insanlar tebdil-i kıyafet ederek genellikle fakir insanların yaşadığı, hiç tanımadıkları mahallelere gidip çevreyi baştan başa dolaştıktan sonra etraftaki bakkal, manav, kasap gibi esnafın dükkânlarına girerek onlardan “Zimem Defteri”ni çıkarmasını isterlermiş. Daha sonra da defterden rastgele sayfalar açılır, o sayfalarda kimin ne kadar borcu yer alıyorsa hepsinin toplamını hesaplatıp o anda öderlermiş. “Allah kabul etsin, bütün borçlarını silin” diyerek giderlermiş. Borçlu olan kişiler, bu işyerlerine olan borçlarının kim tarafından kapatıldığını bilmezlermiş. Günümüzde maalesef bu uygulama neredeyse yok gibi…İşin aslına bakarsanız küçük yerleşim yerleri dışında artık veresiye defteri tutmak tarihe karıştı artık. Birçok ürünün fiyat etiketinin neredeyse 2-3 gün içinde güncellendiği günümüzde mahalle bakkalının, kasabın, manavın, tuhafiyecinin, kırtasiyecinin yerini artık “3 Harfli Marketler” almış durumda. Günümüzde bu marketlerde veresiye defteri açtırmak, hatta böyle bir teklifte bulunmak bile mümkün değildir. Bütün bunlara rağmen muhtaç insanlara sadece ramazan ayında değil, her zaman destek veren gönül insanlarına binlerce selam olsun. Rahmeti, feyzi, bereketi bol nice Ramazanlar diliyorum. Kalın sağlıcakla…
Ali Suat ARANCI / Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni