Günümüz Türkçesinde sayılarla dolu sözcükler hiç dikkatimizi çekmiyor. Evimizde kullandığımız gereçlerin aslında sayılardan oluştuğu aklımıza bile gelmiyor.
Dört duvardan oluşan evimizin dışarıya bakan yüzündeki pencere, Farsçada beşinci yol anlamına gelir. Farsça 5 sayısı (penç), yol ise (rah) iki sözcüğün birleşmesinden pencere oluşmuştur. Evlerimizdeki dört duvarın ışığa bakan yüzü beşinci yol olmuştur.
Salonlarımızda kullandığımız sehpa ya gelince, günümüzde dört ayaklı olanları olsa da genelde üç ayaklıdır. Farsçada üç (se), ayak ise (pa), bu iki sözcüğün birleşimi sehpa yani üç ayak anlamına gelir.
Pençe sözcüğüne geldiğimizde artık bu sözcüğün beş parmak olduğunu anlamışızdır. Sofralarımızda yerini alan Ahtopot adını bacak sayısından almıştır. Yunanca sekiz (oktōpous), bacak ise (pous)birleşimi Ahtopot olarak sofralarımıza gelir.
Çarşı sözcüğü dilimize Farsçadan geçmiştir. Şehir merkezinde dört yol çevresinde kurulan Pazar anlamına gelir. Farsça dört “çar”, yol -yön anlamına gelen “sü” sözcüklerinin birleşimidir.
Cihar sayısı karşımıza dört çivi anlamına gelen “çarmıh” sözcüğünde geldiği gibi haftanın dördüncü günün adı olarak ta Çarşamba olarak ta gelir. Dört sayısının ardından beşinci gün ise (penc-şenbe) Perşembe olarak yerini alır.
Salgın günlerinde çok kullandığımız karantina sözcüğü ise İtalyanca 40 sayısından gelmekte. Osmanlı Başkentine gelen Venedik gemilerinin 40 gün boyunca bekletilmeleri bu sözcüğün doğmasını sağlamıştır.
Zümrüdü Anka Kuşunu masallardan anımsarız. Anka kuşunu aramaya çıkan kuşların zorlu Kaf dağına ulaşanlarının sayısı 30 dur. Farsça 30 sayısı Simurg aynı zamanda Anka kuşunun efsanedeki adı olmuştur.
Yaşadığımız her an sayılar bizlere yoldaşlık etmekte. Sayıların dilini çözdüğümüzde yaşamımızın daha güzel olduğunu anlayacağız. Çocukların korkulu rüyası matematik derslerini yaşamın ayrılmazı olarak anlatırsak başarılar ardı ardına gelir.
Sayılardan yola çıkıp sizlere birkaç sözcük aktardım. Sağlıcakla kalınız…