ALİ SERDAR ÇOLAKOĞLU
Çocukluğumuzda hepimiz kardan adamla tanışmıştık. Sorarım sizlere çocuklarınıza kardan adam yapabilecek misiniz? Bu gidişle sanmıyorum. Çocuklarımız bizlere soracak baba “Beyaz beyaz bir şey yağarmış ve ondan, adına kartopu denen toplar yapar atarmışsınız. Nasıl bir şeydi?” veya “Kardan adamlar varmış, güneşi görünce erirmiş” yani dondurma mı bu kardan adam? diyebilirler.
Bir havuç iki kömür birde babamızın şapkası ve kaşkolü eline bir kürek ve süpürge çık dışarıya akşama kadar karlarla oyna, karşılığı kardan adam. Güneşin sıcaklığını hissettirmesiyle kaybolan oyuncağımız yok artık.
Peki ne oldu da kar yağmıyor, yağmurlu günlere hasret kaldık. İnsanoğlu milyonlarca yıldır bu yaşlı dünyayı kendine yaşam alanı ilan etmiş. Etmişte, kendini bu yaşam alanında tek sanmış. Dilediğince hoyrat davranmış. Yakmış yıkmış. Nüfusunu arttırmış. Nüfusu artınca tarım alanlarına ihtiyaç duymuş. Koşup ormanları kesmiş, yetmemiş yakmış. İnsanoğlu düşünüyor, akıllı yok etmek onun hakkı.
Nasrettin hocanın bir öyküsü vardır bilmem anımsar mısınız? “Bindiği dalı kesen adam” İnsanoğlunun, davranışı bu öyküye çok uyuyor. Ormanları tüketerek yaşam alanlarımızı genişlettiğimizi sandık. Ormanlarda yaşayan canlıları yok saydık. Dünyanın esas ev sahiplerini yok ettik. Bizler bu dünyada misafirken ev sahipliğine soyunduk. Ev sahiplerini yok etmeye başlayınca da dünya yaşanılmaz bir hal almaya başladı.
Modernleşiyoruz dedik yüzyılın başında keşiflerde bulunduk. Buharlı motorları bulduk. Önceleri buharlı motorlarla lokomotifler, yük trenleri. Bunlar için raylı yollar, yetmedi motorlu araçları bulduk. Dünya gittikçe küçülüyordu. Yaşam alanlarımız da. Her bir araba için yeni yollar gerekiyordu bizde bu arabalar için yeni yollar yapıyorduk. Üzerlerine asfalt denen maddeyle kaplıyor ve övünüyorduk. Bir kez düşünelim. Yaptığımız her yol tarım alanlarının üzerinden geçmekte ya da orman alanlarından. Bu alanlar bizim yaşam alanlarımız değil mi? Hoyratça tükettiğimiz bu alanlar milyonlarca yılda oluşmuş insanlık mirasları.
Teknoloji geliştikçe yaşam şartlarımızın iyileştiğini sanıyorsak yanıldığımızın da işaretidir.
Salgın ile yaşamımız yeni dijital dönemin esiri olma yolunda. Nüfusun hızlı artışı karşısında kıtlıkların olacağı ve bu yüzden insan topluluklarının azaltılması gündeme gelmektedir. Teknolojinin oluşturduğu robotlar insanın yerini doldurmaya başladı. Ulus devletlerin yerine tek bir Dünya İmparatorluğu düşünülüyor.
İnsan kendini evrenin hâkimi sandıkça mezarını kazmakta gecikmeyecektir.
Bu dünya herkese yeter, Nazım’ın dediği gibi, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçesine.”
Sağlık ve huzur dolu, yepyeni bir yeni yıl dilerim.
17 Aralık 2022 Ataşehir