- Düştük bir ahir zaman hapishanesine…
– Komşularımıza sıcak ve samimi bir selam verelim, içten hal ve hatırlarını soralım, bayram ve kandillerde tebrikleşelim, ortak yaşadığımız alanlarda birbirimize maddi, manevi yardımcı olalım, gürültü veya temizlik kurallarına riayet edelim. Çocuklarımız tanışsın mahallede oynasın birlikte. Toplum olarak birlik olmayı birlikte yaşamayı ve her şeyden önemlisi birbirimize güvenmeyi hatırlayalım tekrar.
- Eskiden güven vardı. Emanet edilenleri asla yarı yolda bırakmazlardı. Komşun aç iken tok yatılmazdı.
-Paylaşıma açık bir el vardı her zaman. Beraber yufka, erişte, mantı, gözleme, tarhana birçok etkinlik yapılırdı. Altın günlerinde yapılan hamur işlerinin kokusu sarardı tüm mahalleyi. Kapıdan geçenlere göz hakkı denilerek ikram edilirdi.
Eskiden mahallenin çocukları bahçede, sokakta, mahallede birlikte kardeşçe oynar hep birlikte büyürlerdi. Pişi yapılır çocuklara dağıtılırdı.
Günümüzün komşuları yaptıkları yemek vs her seylerini sosyal medyada paylaşarak bir yarış içerisinde birbirlerine gönderme yapmaktalar. Nisbet yapan komşuluklar… vay halimize.
Kimse kimsenin balkonuna halı çırpmaz, sofra bezi silkmez, balkon yıkamazdı.
Eskiden taciz yoktu, edep vardı kimse kimseye yan gözle bakmaya cürret edemezdi.
- Hayat değişti, insanlar değişti…
–
Her yeni bir çağ yeni bir hayatın başlangıcı olduğu gibi maalesef ki kişilik değişimine de yol açıyor. Değişik virüslerin meydana geldiği dönemlerde maalesef birçok değişiminde sebebi oldu. Kentsel dönüşümün başlaması, komşuluk yapısına zarar vermesi mahalle kültürünü de etkiledi…
Eski komşulukları özlemle anmakla yetinen bir toplum olduk. Tuğba Duran Karabıyık Ailesi
HABER: ELİF BEYDOĞAN