- Bu günlerde ülke gündemimizi meşgul eden sokak köpekleriyle ilgili bir yazı dizisi hazırlayacağım. İlk yazımı ise aşağıda kaleme aldığım ve sizlerin de dikkatle ve hüzünle okuyacağınız bir hikaye ile başlamak istedim.
Çanakkale Savaşımızın Kahraman Kumandanlarından 17. Alay Komutanımız Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey ve Sadık Dostu Canberk’in şanlı tarihimize nakşolan unutulmaz hikayesini anlatmaya çalışacağım.
18 Mart Çanakkale Deniz ve Kara Savaşı’mızın üzerinden tam 109 yıl geçti. Kahramanca vatan savunması yapılan bu savaşı evlatlarımızın asla unutmaması ve Çanakkale ruhunu taşıması ve yaşaması gerekmektedir. 7’den 70’e binlerce şehit verdiğimiz Çanakkale savaşıyla ilgili çok menkıbeler anlatılır. Diğerlerinden farklı olan, belki de çoğunuzun ilk defa duyacağı bir vefa hikayesinden bahsedeceğim.
Çanakkale savaşında binlerce kahramanlık hikayesi yazılıp, anlatılırken bende sizlere 17. Alayın Kahraman Komutanı Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey ile yaralı halde bulduğu Canberk köpek arasında yaşadığı şanlı tarihimize nakşolan yaşanmış, hüzün dolu ‘Bir Vefa Abidesi Hikaye’yi anlatmaya çalışacağım.
İşte Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey ile birlikte ölüme giden Sadık Dost Canberk’in unutulmaz hikayesi:
Yorgun bir şekilde Kilitbahir’e gelen Hasan Bey komutasındaki 17. Piyade Alayı Eceabat üzerinden geçip Havuzlar Mevki’inde konaklamayı plânlamışlardı.
Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey, köy meydanındaki çeşme önünde yara içerisinde bir köpek görür. Atından inerek köpeğe su içirir. Ardından da köpeği yanına alır, askerleriyle birlikte yola devam eder. Konaklayacakları yere gelirler. Herkes istirahata çekilir, Hasan Bey ise Canberk ismini verdiği köpeğin yaralarını temizlemekle meşguldür. Canberk’in kahraman komutanımızca yapılan tedavisi olumlu sonuçlar verir. Yaralı Köpek (Canberk) iyileşir, hatta tüyleri yeniden çıkar. O günden sonra Canberk, Hasan Bey’in sadık dostu olur. Mehmetçikle birlikte siperden sipere koşar, durur.
Askerler komutanlarının Canberk’e bu ilgi ve yardımından dolayı dikkat kesilir ve sorarlar;
-Komutanım, bu köpeğe neden bu kadar alâka gösteriyorsunuz?
Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey şöyle cevap verir:
-Yüce Allah’ın hesap günü bu köpeğe neden merhamet etmedin, demesinden korkuyorum! der.
Bölgedeki savaş olanca şiddetiyle devam ediyordu. Yine siper savaşlarının birinde Kahraman Mehmetçiğimiz, Fransızları püskürtmüşlerdi. Savaş alanı Fransız askerlerinin cesetleriyle doluydu. Savaşın tam ortasında askerlerine direktifler yağdıran Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey, o sırada bir Fransız askerinin yerde kıpırdadığını gördü. Yaralı olduğunu zannederek yardım maksadıyla Fransız askerinin üzerine eğildi. Kucaklayıp, Sahra Hastanesi’ne sevk etmek istedi. Ölü taklidi yapan Fransız askeri, sakladığı hançerini Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in göğsüne sapladı. Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey bir anda sarsıldı ve yere yığıldı. Yarasından oluk gibi kanlar akıyordu.
O an uzaklardan acı bir havlama sesi duyuldu ve Canberk olanca hızıyla koşup Hasan Beyin yanına çöktü. Sahibinin ellerini yalıyor, adeta kalkması için yalvarıyordu. Derken, yarası ağır olan kahraman komutanımıza Kur’an okuması için ‘Alay İmamı’ çağrıldı. Alay İmamı dua okurken Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey tekrar ediyordu. Artık Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in gözleri buğulanmış, çehresi solmaya başlamıştı. Kahraman komutanımız birden, silkinir gibi oldu ve yanındakilere; ‘Beni ayağa kaldırınız.’ dedi. Askerleri onu yavaşça ayağa kaldırdılar. Kahraman Komutanımızın üstü başı kan içinde ve son anlarını yaşıyordu. Komutanımız güneşin doğduğu yöne doğru döndü; ‘La İlahe İllallah Muhammed’ün Resulullah.’ dedi. Kahraman komutanımızın o an yüzünde derin bir tebessüm oluşmuştu. Kendinden geçmiş, değişik bir mana alemindeydi adeta. Ardından saygılı bir biçimde, kendinden geçmiş halde mırıldanarak sözlerine şöyle devam etti: ‘Niye zahmet buyurdunuz ya Resulullah.’ dedi. Bu ifadeler Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in son sözleri olmuştu. Kahraman komutan ruhunu teslim edip askerlerinin kolları arasına yığıldı. Askerlerin hepsi ağlıyordu. Toparlandılar, komutanlarını şehit olduğu yere defnetmeye karar verdiler. Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in üzeri şanlı bayrağımızla örtüldü ve mezar kazılmaya başlandı. Onlar bu işlerle uğraşadursunlar Canberk de Hasan Beyin üzerine örtülen bayrağın altına girmiş ‘Kıtmir’ gibi ayaklarının yanına uzanmıştı. Askerler, dualarla Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in aziz nâşını kaldırmak için Canberk’i kenara çekmek istediler. Heyhat, ama Canberk kımıldamıyordu. Sadık dost Canberk, Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’in yanında son nefesini vermişti.
Herkes bir kere daha gözyaşlarına boğuldu. Önce Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’i tekbirlerle defnettiler, ardından da ayak ucuna Canberk’i gömdüler.
Bir savaş anında bile bir cana hayat veren kahraman komutanımız Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’i ve tüm şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyor; Rabbimden onlara gani gani rahmetler diliyorum.
“Tarih ait olduğu toplumun hafızasıdır. Hafıza silinirse o toplum tarih sayfalarından silinip, yok olur.”
Çanakkale Şehitler Abidemizi ziyaret ederseniz Alçıtepe (Kirte) Köyü’nün Kerevizdere Mevki’inde, Güney Cephesi’nde yolun sol tarafında ebedi istirahatgâhında yatan Şehit kahramanımız Kaymakam (Yarbay) Hasan Bey’i ziyaret ediniz. Komutanımıza ve tüm şehitlerimize birer Fatiha okuyunuz. Dualarınızda beni de utmayınız.
Tüm okuyucularımızı çok değerli vatan şairimiz Halil Necmettin Onan’ın terennüm ettiği gibi; ‘Bir vatan kalbinin attığı yer olan’ Çanakkale’nin en derin muhabbetiyle selamlıyorum.