AK PARTİ’de eskiden insanlar birbirine candan bağlıydı. İnsanların birbirleriyle kan bağı olmadığı halde, parti içinde herkes birbirini candan severdi ; Çıkarsız ve karşılıksız.
Aynen bizlerin partiyi sevdiğimiz gibi. Tıpkı AK PARTİ İl Başkanı Doktor Şahin Talus gibi. Tıpkı Kocaeli Milletvekilleri sn; Radiye Sezer Katırcıoğlu gibi, sn; Cemil Yaman gibi, Profesör Doktor sn; Sadettin Hülagü gibi, sn; Sami Çakır gibi, sn; Veysel Tipoğlu gibi, sn; Mehmet Akif Yılmaz gibi, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doçent Doktor sn; Tahir Büyükakın gibi. Tıpkı Kocaeli teşkilatları gibi. Candan ve karşılıksız…
İş
de o yüzden AK PARTİ, uzun yıllar iktidarda kaldı. İş de o yüzden Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Lideri oldu. İş de o hükümet çok başarılı oldu. İş de o yüzden devletimiz yedi düvele meydan okudu. İş de o yüzden hükümet, ülkemize çok büyük eserler bıraktı. İş de o yüzden hükümet, ülkemize çok büyük hizmetler yaptı. Şimdiye kadar hangi hükümet böyle bir eserlere imza attı ki?.
Duble yollar, köprüler ve viyadükler, alt ve üst geçitler, hava alanları, asma köprüler, tam donanımlı, en üst teknolojiye sahip hastaneler, metrolar, millet bahçeleri, Avrasya Tüneli,
Daha sonra parti içinde farklı düşüncelere sahip insanlar oluştu ; Çıkarcı ve menfaatlerini düşünen insanlar. Hal böyle olunca da partiye olan sevgi, saygı ve güven duygusu azaldı. Zaten yerel seçimlerde bunu gördük ve bunu yaşadık. AK PARTİ’nin oy kaybetmesinin sebeplerinden birisi de budur.
Eskiden insanlar partiye ne katabilirim diye düşünürken, daha sonra partiden ne götürebilirim ve partiden hangi menfaatleri sağlarım diye düşünmeye başladı. Parti içinde farklı iki yapı oluştu; Partiyi candan seven, parti uğruna her şeyi yapan, yıllarca partiye hizmet eden, Cumhurbaşkanı sn; Recep Tayyip Erdoğan için ve AK PARTİ için canını bile vermeye hazır olanlar…
Öbür tarafta; Rantçılar, çıkarcılar, ihaleciler , üçkağıtçılar…
Şimdi gelmiş herkes partiyi eleştiriyor ve partiye laf söylüyor. Hayatlarında üç tane koyunu gütmeyen, kendi hanelerini bile idare edemeyen insanlar, küçücük işletmeyi bile yönetemeyen insanlar şimdi gelmiş devlet yönetimini eleştiriyor ve devlet yönetimine laf söylüyor. Bu hükümetin yaşadığı talihsizlikleri hiçbir hükümet yaşamadı. Bir felaket zinciri peşimizi bırakmadı gitti; Depremler, sel baskınları, heyelan, ekonomik baskılar, terör belası, FETÖ örgütü, dış güçler, pandemi… Say say bitmiyor. Hükümet,hangi biriyle uğraşsın ki? Başka bir hükümet olsaydı eğer, şimdiye kadar çoktan bırakıp, kaçardı. Ama mevcut hükümet öyle yapmadı. Tüm felaketlere ve tüm olumsuzluklara rağmen, dimdik ayakta durmayı başardı.
Eskiden hükümetler maaşları bile ödeyemiyordu. Hükümetler, maaşları ödemek için İMF kapılarında kredi almak için günlerce bekliyordu. Onca felaketler yaşandı. Hükümet, ne zaman maaşları ödeyemedi ki?
Bırakın herkes işine baksın. Bırakın herkes işini yapsın. Hükümetimizi eleştirebilirsiniz. Lakin, hükümetimizin bıraktığı eserleri ve yaptığı icraatları görmezden gelmek olmaz.
Son söz olarak…
AK PARTİ, özüne dönmek zorundadır. AK PARTİ, eski ruhuna bürünmek zorundadır. AK PARTİ, ilk günkü heyecanını yaşamak ve güçlü olmak zorundadır. AK PARTİ, kurulduğu ilk günlerinde olduğu gibi, partiye gönül vermiş, partiyi candan seven insanları bulmak zorundadır. AK PARTİ teşkilatları kolları sıvayıp, güçlü teşkilatları oluşturmak zorundadır. AK PARTİ’nin tekrar birinci parti olması için eski ruhu ile, güçlü teşkilatları ile, partiyi çıkarsız sevenleri ile buluşturarak, kol kola hareket etmek zorundadır.
Saygılarımla!
Ayhan Yalçın
Gazeteci, Yazar, Köşe Yazarı , Yorumcu, Şair, 2019 seçimlerinde Kandıra Belediye Başkan Aday Adayı, Sivil Toplum Lideri, Siyasetçi , İşletmeci, Satış Pazarlama uzmanı, Eğitimci, Danışman, Genel Müdür, CEO