
Son açıklanan 2025 3. çeyrek verilerine göre, Türkiye ekonomisi yıllık bazda % 3,7 büyüyerek, OECD ülkeleri arasında büyüme bakımından 4. sırada yer aldı. Bu dönemde 1. sırayı % 10,5 ile İrlanda, 2. sırayı % 3,9 ile Danimarka, 3. sırayı ise % 3,8 ile Polonya aldı. Türkiye, bu sonuçla ekonomik büyümesini 21 çeyrektir art arda sürdürmüş oldu.
Bu başarı, Türkiye’nin 2024’te de OECD içinde en hızlı büyüyen ülkelerden biri olduğunu gösteren önceki verilerle de uyumlu: 2024 yılında Türkiye, % 3,2 büyüme oranıyla OECD içinde ilk sırayı İspanya ile paylaşmıştı.
Türkiye'nin hızlı büyümesi , resmi verilere göre bakıldığında, son 10 yılda OECD içinde ortalama yıllık büyüme % 4,9 bu, Türkiye’yi uzun süreli dönemde en hızlı büyüyen ülkelerden biri yapıyor. Bu büyüme, yalnızca bir yılda yaşanan ani sıçramalar değil; iş gücüne katılım oranlarının artması, yoksulluk oranının düşmesi ve yaşam standartlarının genel olarak iyileşmesiyle destekleniyor. Aynı zamanda, uygulanan makroekonomik politikalar — para politikası, mali disiplin, yatırımlar görece istikrarlı bir çerçeve sunuyor.
Ancak Türkiye' nin büyümesi sürdürülebilir mi? ve uzun vadede risklere bakıldığında ise, her ne kadar son yıllar güçlü büyüme getirmiş olsa da, OECD hazırladığı analizlerde şu uyarılarda bulunuyor: Türkiye’nin büyümesi büyük ölçüde “faktör birikimi yani nüfus artışı ve emek-sermaye birikimi sayesinde oldu; bu motor zamanla zayıflayabilir. Uzun vadede sürdürülebilir büyüme için verimlilik, inovasyon, hizmet sektörü verimliliği ve iş gücünün niteliğini artırmak gerekiyor. Ayrıca küresel ekonomi, ticaret ortamı ve dış konjonktür gibi dış faktörler ticaret bariyerleri, küresel enflasyon, ekonomik yavaşlama büyüme üzerinde baskı kurabilir.
Bu durum, Türkiye’nin ekonomik dinamizmini ve büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Büyüme artışı, istihdam imkânlarının artması, gelir düzeyinin yükselmesi ve sosyal refahın genişlemesi için umut verici. Fakat bu büyüme, eşit ve sürdürülebilir bir kalkınma olarak kalabilmesi için yapısal reformlara ihtiyaç var. Özellikle üretimde verimlilik artışı, teknoloji ve inovasyon yatırımları, eğitim-kalite artışı, iş gücünün nitelik kazanması önemli. Uluslararası belirsizlikler, küresel ekonomik yavaşlama veya ticaret sorunları gibi dış şoklar Türkiye’nin bu ivmeyi korumasını zorlaştırabilir.
Türkiye İçin Gelecek Beklentisi ise,OECD’nin en güncel “Türkiye İnceleme Raporu” tahminine göre:2025 yılı büyümesi yaklaşık % 3,1 olması bekleniyor. 2026 yılı içinse tahmin edilen büyüme % 3,9 civarında. Bu tahminler, Türkiye’nin mevcut büyüme ivmesini tamamen koruyacağı anlamına gelmiyor . Ancak orta vadede makroekonomik istikrar yapısal reformlarla sürdürülebilir bir büyüme potansiyeli olduğu görülüyor.
Nevin Taştan
SMMM BİLİRKİŞİ

