“18 Mart Çanakkale Şehitleri Köprümüzün Hizmete Açılışının Anısına… 18 Mart 2022″
“Şehitlerimizin manevi hatırasına yazımı sonuna kadar okumanızı istirham ediyorum.”
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber…
Mehmet Âkif Ersoy (1873 – 1936 )
Buradaki kahramanlıkları ömrümüz anlatmaya, sayfalar ise yazmaya kifayetsiz kalır…Çanakkale cephesindeki mertlikler, civanmertlikler asırlar boyu anlatılacak ve genç nesillerimiz de heyecanla anlatılanları pür dikkat dinleyeceklerdir.
18 Mart Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun…
DUR YOLCU
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN’dan…
ÇİMPE KALESİ
Çimpe Kalesi’nin kalıntılarından bir bölüm…
“Bolayır – Gelibolu- Çanakkale, Rakım 280 metre, Yükseklik 15 metre”
Çimpe Kalesi, 14. yüzyılın ortalarında Osmanlı Ordusu tarafından fethedilen, Balkan topraklarının güneydoğu kesiminde Gelibolu Yarımadası’nda yer alan bir kaledir. 1352 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından 1352 yılında fethedilmiştir. Bu zaferinden dolayı Gazi Süleyman Paşa Rumeli Fatihi ünvanı almıştır. 14. yüzyıl ortalarında Osmanlı Türklerinin Çimpe Kalesi’ni alarak Rumeli’ye geçişi Balkanlar’ın tarihinde oldukça önemli bir dönüm noktası olmuştur. Belgelerde kalenin adı “Cinbi”, “Çinpi” olarak ta geçer.
Kalenin Fethi
Çimpe Kalesi’nin fethedilmesiyle Rumeli’ye ilk adım atılmış oldu. Bu zafer, İstanbul’un Fethi gibi, tarihte yeni bir dönem açan bir olaydır. Sultan Orhan Gazi’nin büyük oğlu Gazi Süleyman Paşa’nın gayretiyle, Osmanlılar, 1352’de ilkin Tsympe (Türkçede Cinbi) Kalesi’ni ele geçirmişler, iki yıl sonra, büyük stratejik önemdeki Gelibolu’yu fethetmiş ve beş yıl içinde Trakya’nın güney bölgesini fethederek, Anadolu’dan asker ve halk getirip bu bölgeye yerleştirmişler ve böylece kısa zamanda Avrupa yakasında güçlü bir köprübaşı kurmuşlardır. Bu köprübaşı, Osmanlıların Avrupa’da Viyana önlerine kadar yayılan imparatorluklarının başlangıcı olmuştur. 1329-1344 yıllarında İzmir’den donanması ile Trakya’ya deniz seferleri yapan Aydınoğlu Umur Bey, Balkan fetihlerini hazırlayan ilk büyük gazi beydir. 1357-59 yılları içinde Anadolu’dan Rumeli’ye göç devam eder ve böylelikle Rumeli ucu oldukça güçlenir.
Sultan Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa, kumandasındaki 10.000 kişilik bir kuvvetle V. İoannis’i destekleyen Sırp-Yunan kuvvetlerini mağlup etti. 1352 yılının sonbaharında kazanılan bu zafer, Osmanlıların Rumeli’de yerleşmesini sağlayan bir dönüm noktası olur.
Çimpe Kalesi’nin alınmasının sonuçları ise, Çimpe Kalesi’ne yerleşen Gazi Süleyman Paşa, Gelibolu şehrini ve limanını da kısa sürede fetheder. Böylelikle; Rumeli’ye geçiş kolaylaşmış, Çimpe Kalesi alınarak Çanakkale Boğazı’nda egemenlik kurulmuş, Türkler Rumeli’ye yerleşmiş ve böylece Doğu Romalılar Anadolu topraklarındaki sahipliğini kaybetmişlerdir.
Çanakkale’yi bu tarihi bilgilerin ışığında tanımalı ve tanıtmalıyız.
57.ALAY ŞEHİTLİĞİ SARIKULE – KİLİTBAHİR
NE DEĞİŞTİ ?
- Unutturulmak istenen şanlı tarihimizin ve şanlı zaferlerimizin küllenmiş sayfaları yeniden açıldı.
- Çanakkale Savaşları, 7 düvelin en ağır silahlarla ve yenilmez armadasıyla (Deniz Filosuyla…) acımasızca saldırdığı Necmettin Halil Onan’ın ‘Dur! Yolcu..’ şiirinde terennüm ettiği gibi bir devrin kapanıp, bir devrin açıldığı ve hatta duran bir kalbin yeniden atmaya başladığı oldukça önemli bir savaştır.
- Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kahraman askerlerimize, “Ya istiklâl ya ölüm!..” emri savaşın istiklâl ve istikbalimiz için ne denli çetin ve önemli olduğunu ifade eder.
- Mehmet Akif Ersoy’un ‘Çanakkale Şehitlerine’destanında Çanakkale Savaşlarında yaşanan vahşeti her satırında hissedersiniz.
- İngiliz Savaş Bakanı W. Churchil’in; “ Türkler barbardır. Onlara sakın esir düşmeyin. Onlar insanın kanını içerler, etini diri diri yerler” dediği; “ya ölün ya öldürün, sakın esir düşmeyin”algı ve yalanıyla dominyon (paralı) askerlerinin beyinlerini yıkayıp üzerimize saldırttığı 9 Cephenin en kanlı ve tarihimizde benzeri olmayan tek savunma savaşıdır Çanakkale.
Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı sırasında 6 tane birinci dereceden, 3 tane ise ikinci dereceden cephede savaşmıştır. Bu savaşların kronolojik sıralaması ise şu şekildedir:
- Kafkasya Cephesi (22 Ekim 1914 – 30 Ekim 1918)
- Hicaz – Yemen Cephesi (10 Kasım 1914 – Haziran 1916)
- Irak Cephesi (Kasım 1914 – 14 Kasım 1918)
- İran Cephesi (Aralık 1914 – 30 Ekim 1918)
- Kanal (Süveyş) Cephesi (14 Ocak 1915)
- Suriye – Filistin Cephesi (28 Ocak 1915 – 28 Ekim 1918)
- Çanakkale Cephesi (19 Şubat 1915 – 9 Ocak 1916)
- Makedonya Cephesi (21 Ekim 1915 – 30 Eylül 1918)
- Galiçya Cephesi (26 Ağustos 1916 – 1917)
Bigalı Köyü – M.Kemal Atatürk’ün Anafartalar SavaşınıYönettiği Ev
Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin son elli yıllık geçmişini kısaca özetleyelim:
*1970 yılına dek askeri yasak bölge ve kapalı alan olan Alçıtepe Köyü (Kirte Köyü)’nün kapıları aralanmış ve Türk milleti kahramanlarını ve şanlı zaferlerini bir bir tanımaya başlamıştır.
*Yedi düvelin kan kusan yenilmez armadası filolarının 35 mil mesafeden çok rahatlıkla üzerlerimize fırlattıkları 1 ton ağırlığındaki top mermilerinin 30-40 metre derinliğinde çukurlar açtığı tespit edilmiştir. İman dolu göğsünü siper eden kahraman ecdadımızın savaşın sonunda 7 düveli ve yenilmez armadalarını Çanakkale’nin derin ve serin sularına gömdüklerini ve vahşet ordusu 7 düvelin tarumar olduğunu görürüsünüz.
*Ömrünün 10 yılını 3 cephede (Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı ve İstiklal Savaşı) istiklalimiz ve istikbalimiz için savaşan kahraman asker Koca Seyitleri (Havranlı Seyit Onbaşı’yı) görürsünüz.
*Seddülbahir’de, İngilizlerin 2000 kişilik Captain Clayt (Kaptan Klayt) kömür gemisiyle getirip karaya çıkarmak istedikleri düşman askerlerini 67 kişilik arkadaşıyla durduran ve başlarındaki komutanları İngiliz General Napiel’i alnından vuran, denizin 150 – 200 metrelik bir yüzeyinin kıpkızıl kan olduğu çetin bir vatan savunmasının kahramanı Yahya Çavuşları görürsünüz.
“İngilizler akşam üstü uçakla yaptıkları tespit amaçlı keşifte denizin 150 – 200 metrelik yüzeyinin kıpkızıl kan olduğunu tespit etmişlerdir.”
*Düşmana göz açtırmayan Dardanos Tabyamızın Tabya Kumandanı Kahraman Hasan Üsteğmenimizi ve silah arkadaşlarını görürsünüz.
Kahraman Asker Hasan Üsteğmenimizin bir hatırasını paylaşalım:
“ Yıl 17 Mart 1915. Dardanos Batarya Kumandanı Üsteğmen Hasan Bey’in bir kızı dünyaya gelmişti. Miralay Cevat Paşa (Arapgirli Cevat Paşa-Müstahkem Mevki Komutanı/Çanakkale Boğazlar Komutanımız) atına atladığı gibi Hasan Üsteğmenimize müjdeyi vermeye gelir.
-Müjde evlâdım Hasan! “Bir kızın dünyaya gelmiş. Allah ömrünü uzun etsin. Sana izin veriyorum, hemen git bebeğini gör.” der.
“Komutanım biliyorsunuz düşman saldırmaya hazırlanıyor. Bu durumda buradaki onca evlâdımızı sahipsiz koyup tek evlâdımın yüzünü görmeye gidemem. Şehit olursam aileme söyleyin, kızımın ismini didar koysunlar.”Ve kahramanımız ve bataryadaki tüm askerlerimiz orada şehit olurlar.”
Şehit Kahramanımızın vasiyeti yerine getirildi ve kızının ismini didar koydular.
(Didar: Güzel yüz, çehre demektir…)
Kocaseyit Köyü Anıt Müzesi Çanakkale’nin Sembolü Aynalıçarşı
*Çanakkale’de vatan namustur, kutsaldır diyen ve tereddütsüz, gözünü kırpmadan onun uğruna ölüme giden civanmertleri görürsünüz.
*1927’de Fransızlar Mort a Coy’daki (Ölüm Koyundaki) savaşta ölen askerlerinin anısına yaptıkları anıt mezarlarını görürsünüz.
*1932 yılında İngilizlerin Seddülbahir’e çıkarma yapmak istedikleri ‘Yahya Çavuş Anıtının olduğu’ bölgede savaşta ölen askerleri için diktikleri Hellens Anıtını görürsünüz.
Ne acıdır ki ülkemizi istilaya gelen ve daracık bir bölgede en ağır silahlarla üzerlerimize saldıran 7 Düvelin emperyalist emelleri uğruna 500 bin askerin ölümüne sebep olduklarını ve yine ne acıdır ki asıl mağdur ve masum olan bizden önce onların anıt mezarlarını ve anıtlarını diktiklerini görürsünüz.
“Biz de maalesef 1954 yılında yapımına başladığımız 18 Mart Çanakkale Şehitleri Abidemizi 1960 yılında tamamlarız ve ziyarete açarız…”
Alçıtepe Şehitler Abidesi ve Sedd’ül Bahr Köyü havalisi savaş alanlarımız 1970 yılına kadar askeri yasak bölgedir. Alçıtepelilere senenin 2 Ayında zeytinlerini toplamaları için izin verilir. Buralara kuşlardan başka hiçbir canlı giremez.
(1967 yılında Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin altında açılan askeri müzemizin açılışına davet edilen İngiliz Kraliçesi önce Hellens anıtını ziyaret edecek ve daha sonra Ankara’ya gidecektir.)
“Önce Hellens Anıtı sonra Ankara! Neden?” Bu hatırayla ilgili kısa bir anekdot yapalım:
Çanakkale Şehitleri Abidesinden 4 km mesafedeki bu alana karadan gitmek çok zor, çünkü araçla gidilecek yolu yoktur. Türk’ün kıvrak zekası İngiliz Kraliçesine mahçup olmamak için buna da bir çözüm bulur. Güzel bir teknemiz süslenir, Hanımefendilere Çanakkale Boğazımızın eşsiz manzarası seyrettirilerek Hellens Anıtı’na varılır. Kahraman Asker Yahya Çavuş’un 67 arkadaşıyla İngiliz, Captain Clayt (Kaptan Klayt) kömür gemileriyle getirdikleri 2000 askerlerini karaya çıkarmak istediklerini fakat gemi sahile yanaşır yanaşmaz vatanını savunmak üzere mevzilenen Yahya Çavuş ve 67 arkadaşının canları pahasına düşmanı durdurmaya ve karaya çıkarma yapmalarını engellemeye çalıştıklarını görürsünüz. Bu esnada General Napiel’in alnından vurulduğunu ve yüzlerce düşman askerinin öldüğünü tarihi kaynaklar yazmaktadır. Daha sonra İngilizlerin akşam üstü keşif amacıyla bu alanı uçakla görüntülediklerinde ise deniz yüzeyinin 150 – 200 metre kıpkızıl kan olduğunu tespit etmişlerdir.
*1985 yılında Çanakkale Savaşlarının yapıldığı Gelibolu yarımadasını ilk kez ziyaret ettiğimde Tabyaların (Korunakların) atıl vaziyette olduğundan dolayı içlerine girmenin mümkün olmadığını gördüm. Şu anda ise Tabyalarımız ve hatta açık alanımız (Açık alan müzemiz…) gayet bakımlı, pırıl pırıl. Bu tarihi alanımızın düzenlenmesi süreci 8.Cumhurbaşkanımız Merhum Turgut Özal’la başladığını belirtelim ve bu vesile ile Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’a ve emeği geçenlere binlerce kez minnettar olduğumuzu belirtelim. Elbette olması gereken de bu olmalıydı.
Bizler okullarımızda Tarih dersimizde Çanakkale Savaşlarıyla ilgili maalesef üç-beş kelimeden; “Küçük Anafartalar, Büyük Anafartalar, 57.Alay’dan” başka bir bilgiye sahip olamadık. Taa… ki 1985’li yıllara kadar.
*Kilitbahir’de, yamaçta bulunan Cahid-i Sultan Camii avlusunda meftun, sanırım 1914 yılında zamanın vebası veremden (Halk arasında ince hastalık olarak tabir edilirdi.) Ki o yıllar bu hastalığın tedavisi mümkün olmadığı için binlerce insanımız hayatlarını kaybetmişlerdi. Müstahkem Mevkii Komutanımız (Boğazlar Komutanı) Orgeneral Cevat Çobanlı Paşamızın ciğerparesi 13 yaşında verem hastalığından hayatını kaybeden Bedile isimli hanım kızının mezarını gördüm ve ziyaret ettim.
Tarihine, kültürüne, geleneğine ve göreneğine bağlı bir eğitimci olarak ben de Çanakkale’nin gizemini bir vesile ile 1985 yılında şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek topraklara geldiğimde anladım.
1985 yılında otomobilimle Eceabat’a geldiğimde Şehitler Abidemizi ziyaret etmek istedim. Alçıtepe’ye iki aracın geçemeyeceği, yüzeyi pürüzlü şose yoluyla sanırım 1-1,5 saatte güçlükle gidebilmiştim. Alçıtepe (Kirte) Köyümüzün sembol ismi 2004 yılında vefat eden Merhum, Bakkal Salim Amcamızı tanıma fırsatı bulmuştum. Bu vesile ile tüm şehitlerimize ve Merhum Salim Amcamıza da rahmetler diliyorum. Savaş alanlarında köylülerimizin topraktan çıkardıkları mermi, şarapnel parçaları, top mermileri ve askeri savaş araç gereçlerini para yerine çerçi misali şeker-tuz vererek alıp biriktiren ve halen Alçıtepe’de sivil savaş müzesi olan “Salim Mutlu Savaş Müzesi”ni görürüsünüz. Merhum Salim Amcamızın bu savaş hatıralarının birçoğunu devletimize bağışlamışlardır. Halen ‘Salim Mutlu Savaş Müzesi’ni Merhum Salim Amcamızın Polis Emeklisi Damadı ve kızı işletmektedir.
Devletimizin Kabatepe Limanında yaptırdığı ve ziyaretçilerin hizmetine sunduğu
“Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi; Türkiye’de eşi benzeri görülmemiş kahramanlık hikâyelerinin yaşandığı Çanakkale Savaşları’nın sonsuza kadar hatırlanması ve yeni yetişen nesillere Çanakkale ruhunu aktarmak ve bu ruhun gelişmesine katkı sağlamak amacıyla projelendirilmiş olup Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 7 Haziran 2012 tarihinde ziyaretçilerimizin hizmetine açılmıştır. Türkiye’de bir ilk niteliği taşıyan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi’ndeki 11 ayrı sinevizyon odasında Çanakkale Savaşları’nın önemli kesitleri, 80 dakikalık gösterimle ziyaretçilere anlatılmaktadır.
Türkiye’de bir ilk niteliği taşıyan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezinde; ileri simülasyon teknikleri ile 11 ayrı canlandırma odasının ikisinde üç boyutlu gösterim yapılmakta ve üç ayrı odada da hareketli platformlarla Çanakkale Savaşları’nın önemli kesitleri, 63 dakikalık gösterimle ziyaretçilere anlatılmaktadır. Ayrıca yabancı ziyaretçiler için yedi ayrı dilde kulaklıklı (İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Japonca, İtalyanca ve Arapça) anlatım da yapılmaktadır. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi’ndeki 11 ayrı sinevizyon odası ve savaş müzesi mutlaka görülmelidir.
*Aziziye Tabyaları, 2.Abdülhamit Han’ın tahkim ettiği Hamidiye Tabyaları, Fatih Sultan Mehmet Han’ın yaptırdığı Kilid-ül Bahr’deki / Kilitbahir’deki (Denizin Kilidi anlamındadır) Sarı Kule, Kilitbahir’in karşısındaki Çimenlikkale Çanakkale boğazımızın oldukça hassas ve stratejik öneme haiz yerleridir.
*1915 Çanakkale Şehitleri Abidemiz hayatlarını kaybeden 250.000 Türk askerinin anısına Çanakkale Boğazı’nın Morto Koyu önündeki Hisarlıkburnu üzerinde 17 Nisan 1954’te temeli atıldı ve 21 Ağustos 1960’ta ziyaret açıldı. Vatanı için cansiperane düşmana geçit vermeyen kahraman bir milletin Çanakkale Deniz ve Kara Savaşları zaferi şanlı tarihimize altın harflerle nakşedildi. Böylelikle Çanakkale’nin geçilemeyeceği gerçeği tüm dünyaya ilan edildi. Rabbim devletimizi, milletimizi her türlü musibetlerden korusun. Kahraman ordumuzu ve emniyet güçlerimizi muzaffer eylesin inşallah. İstiklâl ve istikbalimiz için canlarını feda eden kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.
https://catab.ktb.gov.tr/TR-121090/canakkale-destani-tanitim-merkezi.html
ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ 360 VİDEO PANORAMA GEZİNTİ
ÇANAKKALE ABİDE TANITIM FİLMİ
YENİLMEZ ARMADA KİN VE KAN
Alttaki linkleri tıklayarak tanıtım videolarını izleyebilirsiniz…
https://www.youtube.com/watch?v=hbOY5vJKRuU
https://www.yenisafak.com/dur-yolcu-kim-yazdi-18-mart-canakkale-zaferi-dur-yolcu-siiri-sozleri-hikayesi-ve-siiri-dinle-h-3614285