Bir millet düşünün, soykırıma uğradığını iddia ederek, dünya kamuoyunda 77 yıl boyunca soykırımı kınayacak. 77 yıl sonra kendi milletine uygulandığını iddia ettiği soykırım suçunu, kendisi yine dünya kamuoyunun gözü önünde vahşice işleyecek.
Gelin hep beraber Hocalı’da ne yaşanmıştı, bunu tekrar hafızlarımızda canlandırarak hatırlayalım:
Hocalı soykırımında Azerbaycan’ın Ulusal Kahramanı Chingiz Mustafayev’i unutmamalı. Kısa süreli askeri gazetecilik kariyerinde en önemli hizmeti Hocalı’da yapılan vahşeti filme almaktı. Hocalı savunmasında yedi Azerbaycan milli kahramanı arasına dahil edildi. Shokhrat Hasanov savaşta şehit edildi ve ölümünden sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından Onur Madalyası verildi. Azerbaycan’ın Milli Kahramanı Allahverdi Bağırov, Ermeni Albay Vitali Balasyan ile üç gün boyunca savaşıp 1003 Hocalı esirini Ermenilerin elinden kurtarmayı başarmıştı.
25-26 Şubat 1992 gecesi, Ermeni silahlı kuvvetleri, Rus 366. Motorlu Taşıt Alayı ve askeri personelin yardımıyla Hocalı’da yaşayan Azerbaycan Türklerini acımasızca soykırım uygulayarak öldürmeye başladı. Hocalı’ya yönelik üç yönden yapılan saldırı nedeniyle nüfus Kars Nehri’ne doğru ormanlardan kaçmak zorunda kaldı. Karlı ormanlık arazide, zayıf düşmüş ve haklarından mahrum edilmiş insanların çoğu Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından vahşice genç, yaşlı, çocuk demeden kafaları kesilerek, yakılarak, işkence edilerek yok edildi.
İnsan Hakları Merkezi’nin, 25-26 Şubat 1992’de Hocalı yerleşiminin işgali sırasında insan haklarının kitlesel ihlallerine ilişkin raporuna göre; saldırıdan önce Hocalı’da birkaç yüz savunucu da dahil olmak üzere 4.000 kişi olduğunu bildirmişti. Hocalı nüfusunun % 70’İ vahşice katledildi.
1992 yılının dönemin gazetecilerinden ve halen bölgede aktif gazetecilik yapmakta olan Asif Memmetlinin ifadelerindeki şu detayı tarihe not düşmek gerek:
“Burada insanlar Türk olduğu için soykırıma uğrayarak öldürüldü. Ancak burada sadece Türklere karşı uygulanmış bir soykırım suçu yoktu. Burada insanlığa karşı vahşice ve barbarca savunmasız yaşlı, genç, çocuk, hasta demeden insanlığa ve tarihe karşı işlenmiş bir soykırım suçu vardı.” ifadeleri vahşetin boyutunun bütün insanlığı ilgilendirdiğini ortaya koymaktadır.
Bugün tüm dünya milletlerinin Ermeni milletine karşı bir cephe oluşturması gerekliliğinin önemli olduğunun altını çizmek gerek. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!