-Çok eskiden bir adamın, haylaz ve yaramaz bir oğlu varmış. Adam, çocuğunun her yaramazlığı sonunda; ”Oğlum sen adam olamazsın!” dermiş.
Babasının bu sözü oğlunun çok zoruna gidermiş ve üzülürmüş. Aralarında çıkan bir tartışmadan sonra, bizim haylaz oğlan babasına saygısızlık yapmış. Ve almış başını İstanbul’a gitmiş. Çalışıp, çabalamış. Çeşitli okulları bitirip, bir sürü imtihana girmiş. Sonunda kendi şehrine vali olmuş.
Daha koltuğuna oturur oturmaz; ”Gidin, filan köyde şu isimde biri var, çabuk onu huzuruma getirin.” diye emir vermiş.
Valinin adamları gidip, söylenen köydeki ihtiyar Ahmet efendiyi bulmuşlar. ”Seni Vali huzuruna çağırıyor.” diyerek, adamı apar topar valinin karşısına çıkarmışlar. Koltuğuna iyice yaslanıp gurur ve kibirle oturan vali, yani bizim haylaz oğlan sormuş;
– ”Ben kimim? Beni tanıdın mı?”
Yaşlı adam büyük bir korku içinde imiş. Oğlunu tanıyamamış.
– ”Siz vali efendimizsiniz.” demiş.
Vali, intikamını almış olmanın gururu içinde,
– ”Ben senin oğlunum!” demiş. ”Hani sen bana iki sözünün birinde, adam olamazsın, derdin. Bak işte adam oldum, hatta buraya vali bile oldum.”
Adamcağız meseleyi hemen anlamış;
– ”Beni ayağına bunu söylemek için mi çağırdın? Ben sana vali olamazsın değil, adam olamazsın demiştim. Yaşlı insanları ayağına çağırmakla ve yaşlıların yanında saygısızca oturmakla, insanları küçük görmekle adam olamayacağını gösterdin.”
Yukarıdaki hikayede ya da kıssada çok dersler var, ders almak isteyene. O halde gelin bir analiz yapalım. Sadece bir işi yapmak veya bir aktivite bir eylem yapmak için midir yoksa başarmış olmak için midir başarı?
Etik değerler, toplum ilişkileri, kültür, aile yapısı, yaşadığı toplumun dinamikleri göz önce alınmalı, sentez yapılmalı. Toplumu oluşturan piramidin yapısına uygun olmalıdır.
‘Kaş yapayım derken, göz çıkarılmamalıdır…’
Özgürlük sınırı, başkasının özgürlük alanının sınırlarının başladığı yere kadardır. ‘Hep bana Rabbena…’ felsefesi çerçevesinde yapılırsa, davranılırsa o zaman geçmiş olsun. Bu işin okumakla, yüksek tahsil yapmakla ilgisi yoktur.
Sözümüzü özü sözü sevgi dolu Yunus Emre’nin şu dizeleri ile noktalayalım:
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin,
Ya nice okumaktır
Okumaktan ma’na ne?
Kişi Hak’kı bilmektir.
Çün okudun bilmezsen,
Ha bir kuru emektir”