Kamu görevine atamalarda hamili kartlardan, KPSS puan üstünlüğüne; memurların görevde yükselmelerinde ise benim adamım ve benim hemşerimden, başarı hikâyesine dayalı liyakate geçildi. Kamuda adil bir yönetim anlayışı çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın, görevin gerektirdiği zorunluluklar dışında mülakatın kaldırılması talimatları bu konuyla ilgili tüm tartışmalara son noktayı koymuştur. Bizler hâlâ neyi tartışıyoruz?
Eski Türkiye’de işe alımlarda; senin adam benim adam, senin hemşerin benim hemşerim ve “Hâmil-i kart yakînımdır.” kısır döngüsünde gençlerimiz hedeflerinden, hayallerinden ve hayatlarından koparıldı. Türkiye Yüzyılında nepotizme son verilerek kamu yönetiminde reformlar gerçekleştirilmiştir. Kamu kurumlarının memur ihtiyaçlarının karşılanmasında objektif kriterlerin esas alınması, gençlerimizin geleceğe umutla bakmalarını sağlamıştır.
Milletvekilinin yakını, belediye başkanının akrabası, STK başkanının oğlu ve rektörün kızı olmak asla bir atama kriteri değildir. Atamalarda temel kriter KPSS puan üstünlüğüdür. Memurların görevde yükselmelerinin ölçütü ise ehliyet ve liyakattir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda da karşılığı bulunan, istisnai kadrolar dışındaki tüm kadrolara sınav sonuçlarında belirtilen başarı sırasına göre atama yapılması kanunun amir hükmüdür.
TBMM’ye, üniversitelere, belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarına ilk defa memur olarak atanacaklarda aranan temel esas KPSS puanıdır. Bu durum kurumların ilk defa memur olarak atanacaklarına ilişkin usul ve esasları belirten yönetmeliklerinde açıklanmıştır.
Devletimizin Başı, Başkomutanımız, Reisicumhurumuz Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN; “Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.” talimatları, bu konuyla ilgili tüm tartışmalara son noktayı koymuştur. Allah aşkına bizler hâlâ neyi tartışıyoruz?
Mülakat tartışmaları arasında geçen süreçte sıra ilim ve irfan ordumuza katılacak olan 20 bin öğretmenin atama sonuçlarının açıklanmasına geldi. Sendikaların en önemli görevi memurların hak ve menfaatlerini korumaktır. Öğretmen atama sürecinde yetkili sendikanın etkisizliğine bir kez daha şahit olduk. Ali Yalçın, büyük umutlarla İstanbul’dan genel merkeze transfer ettiği Veliaht Prens Talat Yavuz, beklenen performansı gösteremedi ve teşkilatı hayal kırıklığına uğrattı.
Sendika sekreteri gündemde kalabilmek için her hafta laf olsun torba dolsun babındaki yazdığı yazıların ne kadar gündem dışı olduğu, okuyucuların yaptığı yorumlardan anlaşılmaktadır. Talat Yavuz, 3 Mayıs 2024 tarihinde konuk olarak katıldığı bir televizyon programında mülakat ile ilgili soruya; “Bu gereksiz bir tartışmadır. Mülakat tartışması değil de sistem tartışması yapsaydık daha iyi olurdu.” sözleriyle adeta topu taca atarak eveleyip geveleyip durdu. Daha sonra tabandan gelen tepkiler üzerine cılız bir sesle de olsa sendika olarak mülakata karşı olduklarını zoraki söyleyebildi. Yetkili sendikacılık bu mudur?